8.8.12

Çavdırhisar ilçesi ve..


ÇAVDARHİSAR 1**  


           هيسار-I-الجاودار



******

Aizanoi  için yan taraftaki
**Aizanoi kenti** ni tıklayınız

Call from google
yeni sitemiz ..bitişik  ( thewondersofturkey-aizanoi )
*********************************


Уважаемый посетитель
новые сайты:  ( thewondersofturkey-Aizanoi)
Пожалуйста, позвоните в Google
Sity Antic Aizanoi ,  первое место


******    thewondersofturkey-Aizanoi  ****

**********************************************

ÇAVDARHİSAR.  1

Çavdarhisar,Kütahya ilinin bir ilçesidir.
Nüfusu ,2012 tarihi   itibariyle merkez 2400, köyler 6573  tolam,8973.
Bulunduğu yer ,Kütahya,Gediz -İzmir yolu (57 km ) yönündedir.
Coğrafi durumu ,Ege olsa da iklimi  İç Anadolu özelliği taşır..Yazlar Kurak,kış soğuk ve yağışlıdır.

Çavdarhisar'ın kuruluşu
Çavdarhisar'ın tarihçesi
Çavdarhisarlılar Kim dir?
Çavdarhisarlılar nereden geldiler
Çavdarhisar'a  ne zaman gelmişlerdir.
Çavdarhisar adı nereden geliyor.
İLk yerleşim yeri neresidir
Çavdarhisarlıların ataları  kimdir

Duğu-Batı Yolculuğu

Ms 1200 yıllarından 2012 ye bir yolculuk yapılarak geçmişin izlerinden günümüze bilgiler aktarmaya
çalışacağız.Çavdarhisar ile ilgili bu tür bilgileri içeren henüz bir kaynak yok.Burada yazılacak bilgilerin
varsa yanlış ve eksikleri sizlerin uyarısı doğrultusunda tashih edilecektir.Ayrıca ilave bilgi vererek katkı
yapılmasını saygı ile karşılarım.

Muhtelif konular ayrı başlıklarla ve kronoloji  esas alınarak


Çavdarhisar-Kütahya haritası













Çavdarhisar ve
köyleri..............

Belde ve köyler bu sitede geniş olarak yer alacaktır.

Türk Tarihinin Anadolu cağrafyasındaki başlangıcı 1071 yılı olarak kabul edilirse
Çavdarhisar tarihinin  de aynı zamanda başlamış olduğunu kabul edebiliriz.
Orta Asya bölgesinden gelen Atalarımız Anadolunun muhtelif kısımlarına küçük gruplar halinde
yerleşmeye 1071 den önceleri zaten başlamışlar.Malazgirt Zaferi 1071 sonrası Büyük ve kurumsal
olarak giriş başlamış oldu.Anadoluda Türk varlığı kabullenilir duruma gelmiş oldu.
Bundan sonra Atalarımız engel tanımadan Anadolu içlerine yani batıya yürüdüler. Bu yürüyüşün
kültürel izleri kısmen devam ediyor.Anadolu kuzeyi,Karadeniz Güneyi ,Doğudan-batıya bir çizgi
de aynı kültür-Konuşma, bazı kelimeler,isimler halk oyunları vs -benzerliği görülüyor.

Çavdarhisar'ın kuruluş tarihi 1200 yılı ortaları diyebiliriz.

Çavdahisar'ın kuruluş hikayesi.
Atalarımız Anadolu içlerine ilerleme sırasında biri birlerinden ayrılmamışlar.Dayanışma ve savunma
gereksinimi duyduklarından hep yakın olmuşlar.Bu bakımdan Çavdarhisar ve çevre köyler akraba
kardeş köylerdir (hacıkebir-hacımahmut ) gibi.
Atalarımız 1200 lü yıllarda anadolu kuzey çizgisi boyunca hareketle bugünkü topraklara ulaşmışlar.
Bulınduğumuz topraklar Murat dağı, Kocadağ Yellice dağları ile çevrili Çavdarhisar ovası ve cevre yaylalar
Çok sayıda nehir ,Otlak ,Orman  gibi  yaşam için gerekli her şey var.
Önceleri Çadır da göçebe hayatı yaşayan ,hayvancılıkla geçimini temin eden atalarımız ,Verimli Çavdar-
hisar ovasında tarım yapmaya başlamışlar ve Göçebe hayatından yerleşik konuma geçmişler.
Bunda yörenin soğuk iklim oluşu, Kalıcı konut için Ahşap malzemenin kolay bulunuyor olması etkili
olmuş. İlk yıllarda Çavdarhisar batı ve güney yönündeki köylerde Kıl keçisi (Kara keçi) yetiştirilirken
Doğu yönündeki köylerde koyun ,merkez ve kuzey köylerde At,manda sığır.koyun gibi hayvan
yetiştiriciliği yapılıyordu.


Kara Keçi


Kara Keçi Çavdarhisar Ovası batı kesiminde ,Kızık .demiroluk,Doğancılar,Düşecek ve Aydıncık
cevresinde daha çok yetiştiriliyordu.Bu köylerin bazıları Karakeçili aşiretine mensupturlar.




Kral yolu,
İpek yolu veya
İpek yolunun bir kolu
Uluyol









Tarihi Kral yolu ve Çavdarhisar
Çavdarhisar'ın ilk yerleşim yeri:
 Bugün karşak denilen yerde ilk yerleşimin olduğu biliniyor.Karşak
denilen yer Tarihi  Kral Yolunun yakınında bir tepelik .( Ünlü Tarihi kral yolu Çavdarhisar'dan
geçmektedir. Sardes -Sard şehrinden başlayan yol Gediz ,Çavdarhisar-Aizanoi  friğya dan devamla Gordion
ve Asya içlerine devam eden Kral yolunu izleri-uluyol adı ile halen Çavdarhisar yakınlarında mevcudiye-
tini korumaktadır.) ..( sanırım bu kral yolu Altın-Gümüş yolu olmalı .Kral Giges MÖ 650-700.. Gediz
nehrinden Sardes'e kadar ulaşan  Kıymetli maden tozlarının  kaynağına yürümüş ve yolu Gediz'e kadar
gelmiş bu nedenle yolun ilk aşamasını yaptırmış ve yörenin kıymetli madenlerini götürmüş.)
 Karşak Eski Çavdarhisar'ın 1,8km güneyinde ,Toki mahallesinin 0.5km batısında  bedir çayına
tepeden bakan yamaç. Bu bölgedeki eski yerleşimin düze  indiği biliniyor.Bunların Çavdarhisar'ı oluşturan
Toplulukmu yoksa Çavdarhisar'a katılan mahalle mi olduğu bilinmemekle beraber Esas yerleşimin Karşak
tepesi olduğu bir kısım insanların daha önce düze yani Çavdarhisar adını verdikleri yere yerleştikleri,yönün-
de kuvvetli rivayet ve kanaat var.Bu hususun açıklaması ,Koyun yetiştiriçleri -Süt peynir üretimi için uygun olan Karşak'ta kalmışlar,At manda sığır yetiştirenler Ovaya Çayır ve Sulak alana inmişler.
Daha önceden bu sulak ve düz ovaya neden yerleşmemişler sorusu Anahtar olmaktadır.Nasıl mı? .
Çavdarhisar ilk dönemlerde MS 1300 yy.Çavdar tatarlarının merkezi olmuş denilse de.adının buradan
kaynaklandığı ifade edilse de kesin değildir.Çavdarhisar'lılar kendilerinden önceleri orada yaşamış
olan Aizanoi'liler le ilgili bilgileri günümüze taşımış,fakat Çavdar Tatarları ile ilgili hiç bir bilgi,hikaya
rivayet yok.Bugünkü Çavdarhisar ahalisinin Tatarlık konusunda hiç bir bilgisi olmaması Kendilerine
Çinli ve Avrupalıların Tatar dediğini bilmemesi veya kabullenmemiş olmaları ihtimali var.Kendilerine
Tatar denilen bazı savaşcı gurupların Çavdarhisar'da Üs kurmuş oldukları inanılır belgelerde belirtil-
miş olduğu da bir gerçek.

Tatar'larla ilgili bilgi ..........Araştırmacı  .Oğuz Çetinoğlu.

Moğolların Slav ırkından insanların yaşadığı bölgelere gelmesiyle, Tatar isimlendirmesi yaygınlaştı. Bura-larda da Moğol orduları; Türkmen, Uygur ve Tatar olarak anılan ve aslen Türk ırkına mensup askerlerden oluşuyordu. Bu sebeple Çinlilerden sonra Ruslar da Türk-Moğol-Tatar isimlendirmelerini yanlış yorumla-dılar. İlmî araştırmacılar, Tatar olarak anılan Türklerin Moğol ırkından olmadıklarını ortaya koymaktadırlar. Tatar adının ve bu isimle anılan insanların nasıl ve niçin ön plâna çıktığı konusunda da farklı yorumlar vardır. Asıl sebep, onların etkili ve başarılı olmalarında aranmalıdır. 




Çavdar tatarları -Kara tatarlar:
Çavdar tatarları veya Kara tatarlar da dinilen soyun mensupları Ata binen,iyi kılıç kullan gözü
pek insanlardı. Bu nedenlerden dolayı bu ad verilmiştir.Esas kökleri ise Kereit Türklerine dayanıyor.
Kereit beyinin oğlu ÇAVDAR''dan geliyor. ÇAVDAR BEY,Alınak NOYAN'ın oğludur.Anlaşılan odur ki
Tatar denilmesi bir SOY ifadesi  olmayıp ,Cesaret-savaşçı  ünvanıdır. Kereit'ler Çengiz HAN ile
birlikte hareket ediyorlardı.Öncü güç vurucu birliklerde ön safta yer alıyorlardı. Bu özelliklerinden
dolayı Avrupa'lılar da Tatar olarak anarlardı.Liderler Toğrıl Han'dı ve Uygur Alfabesi kullanıyorlardı.
İlhanlı hanı Hülagu'nu eşi Dokuz Hatun Kereit Türk'lerindendi. O yıllarda Türk soylarının -Oğuz'lar-
hariç tamamı Cengiz HAN ordularına katılmış. Bunların tamamına Önceleri Çinliler,Sonraki yıllarda
Avrupa'lılar tatar adı vermişler.Kıpçak Türkleri de Tatar olarak anılırdı. Kıpçak ve Kereit Türklerinin Çavdarhisar yöresine, MS 1300. yerleştikleri neticesi ortaya çıkıyor.Çavdarhisar'lıların
Karadenizin Kuzeyinde Yaşayan Tataristan ve diğer Tatar soyları ile
bir ilgisi yok. Zaten onlarda kendilerini Türk olarak ifade ediyorlar.
Çavdarhisar halkının tamamının Türk Boylarına mensup olduğu ,İslamiyeti kabul etmiş olduğu kesin
olarak biliniyor.
Çavdarhisar Cevre yerlişim yerlerinin bazı  ismi belli olan(bazı köylerin ismi henüz konmamıştı)
Köylerin KIZIK Demiroluk ( Beytemur),Barağı gibi ve diğer yerlerin Savaşcıları Çavdarhisar'da karargahta
Konuşlanıyordu.sürülerini otlatan diğer işlerle uğraşan insanlar kendi köylerinde bulnuyordu.
Çevreden toplanan bi nevi Asker sayabileceğimiz kişilerin bir kısmı üs'te kalıyor,ihtiyaç olduğunda
diğerleri köylerden gelip Üs merkezine katılıyordu.Sayıları hakkında bir bilgi,duyum yok.



Çavdaroğulları-Çavdartatarlarının
İzleri Tapınak duvarına işlenmiş

At Figürü tarihe ışık tutuyor.
















Bu atlı (Süvari) Orta Asya'dan
Çavdarhisar ovasına dört nala
akıp gelmiş.Gururlu ve Korkusuz.
Bu duruş-Vücut dili ,Çavdaroğullarına
Çinlilerin ***Tatar *** adını koymasının
boşuna olmadığını gösteriyor.











Antik Tapınak yükseltisi ve cevre duvarları
Korunak, kale-hisar görevi yaptığından burası, *ÜS** merkezi olarak kullanılmış.


Tatarların Çavdarhisar'a Üs kurması :    Çavdarhisr'da yerleşim MS 1300 lerde tamamlanmış
Cengiz Han ordularında vurucu güç görev yapan Atlı Tatar kuvvetlerinden bazıları Bizanstan
kalma Zeus tapınağı Yüseltisi üzerine Kale gibi kullanmışlar. kıl çadır kurmuşlar.
**Burada önemle vurgulanacak husus Burasının bir Askeri Üs olması.Burada Çavdartatarlarının
Önemli yönetici ve komutanları ile bir kısım kuvvetleri kalıyordu.Tüm cevre köyler bu merkeze
 bağlı idiler.Bu tatar savaşçıların esas bağlı oldukları yer Germiyanlar idi. Yakup bey komutasında
 hareket ettikleri biliniyor.


Çadırların kurulduğu Yüksek düzlük  Üs merkezi.
Çevreden 5m yüksekte ve etrafı mermer duvar çevrili bir yer.







Bu,
hareketli birlik bazı bizans şehirlerine saldırı yapıyor ganimetle geri dönüyormuş. Bi seferinde
Karacahisar'a  (Trokokiya)  yani RUM şehrine baskın yapmışlar.O sırada Osmanlı Karacahisar'ı
kısmen sahip  olmuştu. Tatarların baskınını kendisine karşıymış gibi algılamış ,Orhan Bey bunları
yakalamış ve nasihat edip salıvermiş.Bu hikayenin doğruluğu şüpheli.Zaten şehir henüz Bizansın
elinden tam alınamamış,Burada çıkar tartışması olduğu muhakkak. Bu kuvvetler ezip geçen
savaşçı,İnsanlardan oluşmuş. o yüzden Tatar ünvanı verilmiş.Yakalamak!Sorguya çekmek zor olmalı.
Henüz Osmanlının .1304 lerde kuruluşunu tamamlayamamış olduğu düşünülürse bu tür gereksiz çatış-
maya girmemesi ,Rum şehirlerinin başkalaı tarafından rahatsız edilmesi siyaseten Osmanlının işine
yaraması gerekmektedir.Ayrıca Çavdarların Rum şehrine basması o çağda Üstünlük olarak algılanan
bir durum idi. Zira her beylik Rumlarla  çatışma halinde idi.Kuvvetli olan
güç kullanıyor yakıp yıkıp hakimiyet kuruyordu.Neticede Çavdaroğullarının yıprattığı yılgınlığa
uğrattığı Bizans şehirleri kolayca Osmanlının eline geçmiş oluyordu.Osman beyin
Çavdar tatarı için ** Kumşudurlar ve müslümandırlar bırakın memleketlerine gitsiler ** demesi
Çavdarlardan memnun olduğunun politik bir ifadesi olarak değerlendirilmelidir.
***** Karacahisar kalesi Karacaşehir'e ait bir kale olup Eskişehi -Porsuk barajı arasında
bir yerdir.Eskişehir'e 10 km ,Çavdarhisar'da bulunan Çavdartatarı Üs merkezine 112km mesafede dir.



Süvari birliği....










Emir Timur, Ankara Savaşı'ndan sonra ülkesine dönerken, 30 40.000 çadır olan Kara Tatarları Türkistan'a götürmeye karar verdi. Onları, ülkesinin doğusundaki Moğollara karşı emniyet unsuru olarak yerleştirmek istiyordu. Çünkü emrindeki Çağatay milletinin askerliğe elverişli nüfusu, ihtiyacını karşılamıyordu. Kara Ta-tarları, ordusu ile bir yay içine alarak zorla götürdü. Bunlar Anadolu'da rahat bir hayat yaşıyorlardı. Burada doğup büyümüşlerdi. Bu sebeple Timur kaynaklarında onlara Kara Tatar Türkmenleri deniliyordu. Götürülür-ken, yolda kaçmaya teşebbüs edenlerden yakalananlar ağır bir şekilde cezalandırıldılar. Öldürülenlerin sa-yısının 3.000 civarında olduğu belirtiliyor. Bir kısmı saklanmak suretiyle Anadolu'da kalmayı başarabilmişti. 

 Neticede Ms 1200 lerde buralara gelen ,kendileri ve hayvan sürüleri için uygun ortam
olduğunu görüp temelli yurt edinmek üzere yerleşen Türk asıllı insanların (Kereit-Kıpçak)
yerleşim alanına ilk zamanlar, Beyleri, Ataları ÇAVDAR BEY'in oğulları manasına Çavdaroğlu
 denildiği ,Tapınak Yükseltisinin bir Hisar gibi kullanılıyor olması,nedeniyle, Çavdaroğlu-Hisarı  adı
kullanılmış olsa da, zamanla Çavdarhisar şeklinde telaffuz edilir olmuştur.Ve 1402 tarihinden günümüze
ÇAVDARHİSAR adı ile anılmaktadır.





Koyun Sürüleri Menkul
değer olarak göçebe yaşımına
uygun geçim kaynağı.






Çavdarhisar ovasının Güney doğo ve
Kuzey doğu kesiminde Koyun yetiştiriciliği
yapılyordu.




Ünlü şair-düşünür Sunullah GAYBİ 'nin Dedesi  kalburcu şeyhi Beşir ve Büyük dedesi Pir AHMET
Çavdaroğlu namı ile İmza atmış ve anılmış kişilerdir.Bu ailenin Çavdarhisar kökenli olduğu  ,din
görevlisi olarak Kütahya şehir merkezi yakın köylerinde bulundukları ve zamanla Kütahya Şehir
merkezine yerleştikleri (1460-1500 yılları ) Aileden  sonraki yıllarda Önemli kişilerin önemli işler yaptığı
mesela Pir AHMET, oğlu,Beşir, onun oğlu Hoca Müftü Ahmet( Uzun yıllar Kütahya müftüsü olarak görev yapmış)  ve onun da oğlu Ünlü düşünür.Şair-Yazar
Sunullah GAYBİ hazretleri.Ailenin mensupları **ÇAVDAROĞLU  olarak anılmışlar. Yazılarında imza
olarak Çavdaroğlu  soyadını kullanmışlar.( Bilgi:Evliya Çelebi -B Kemiksiz )
Bu bilgilerde ÇAVDAR BEY  Çavdar ,Çavındar Çavdaroğlu ve sonunda ÇAVDARHİSAR'a  uzanan
bir süreç var ki Çavdarhisar adınını kuvvetlendiren durum olarak kabul edebiliriz.

Burada Çavdarhisarlıların Atalarının taraf olduğu destek verdiği tüm savaşların kazanılmış olduğunu
görüyoruz.Timur ,Ankara savaşını (1402) Çavdarların yardımı ile kazanmış.savaş sonrası başka savaşlarda
kullanmak üzere Çavdaoğullarını doğu bölgesine hile ve zor kullanarak götürmek istemişsede başarılı
olamamış .Savaşcı ve özgür karekterli Çavdaroğulları durumu ,Timur'un orduları tarafından kuşatıldıkları sırada anlamışlar,vuruşmuşlar bazıları cemberden kurtulmuş,tutsak edilenler daha sonra tekrar karşı durmuşlar hasılı çok Şehit vermişler ,bir kısmı tekrar Anadolu'ya dönebilmiş.Buradan yakın tarihe
bir bakalım.Balkan ve Çanakkale savaşlarında  Çavdarhisar bölgesi insanının tamamı  görev almış
çok sayıda ŞEHİT ve sağ kalanların tamamı GAZİ olmuş.Çavdarhisar ve civar köylerde her evden şehit ve gazi dede olarak anılan kahraman bulunmaktadır.Dedelerine layık olduklarını göstermişler ,Devlet-millet
adına fedakarlık genetik olmalı.




Orta Asya'dan ,ÇAVDARHİSAR'a  (چاودارحصار )
Bu tarihi süreç tabii ki Asya ortalarından başlamış.Orta Asya'da Çavdar adında bir yerleşim yeri
Köy-Kasaba halen mevcut. Belki Çavdarhisarlıların ataları oralardan ayrılıp batıya daha iyi yaşam
alanı bulmak için ayrılmışlardı.Bilinen ataları ÇAVDAR BEY'in adı oradan geliyor olmalı.
Anadolu ve batıya yürüyüş zor olmuş uzun yıllar almış olmalı.Bu yürüyüş çeşitli engeller nedeniyle 100 yıl sürmüş olmalı. (1071-1200 y) Bilgi belge tabi ki yok. Sayısız düşman,sayısız tehlike ,bilinmeyen coğrafya.
İklim şartları azgın. geçit vermez nehirler ,Uzun kış günleri sürülerin beslenme ve barınma gereksinimi.
Soygun ve baskın olayları .Zorlu bir yürüyüş, ancak mangal gibi yürekle hedefine varabilir.Varmışlar
Başarmışlar.Zira onlara Tatar ünvanı boşuna verilmemiş.Kendilerince uygun gördükleri Türk beylik,
Birlik ve devletlerine katılmışlar en ön safta yer almış vurucu güç -imha timi olarak görev yapmışlar.
Osmanlı henüz kuruluş aşamasında iken Çavdaroğulları (Çavdar tatarları !!!!) Bizans yerleşimlerine
baskın yapmış ,şaşkına çevirmiş ,yıpratmış ,yılgınlığa düşürmüşler,Osmanlı'nın işini kolaylaştırmışlar.
Çavdarhisar yöresinde daha önceleri kalabalık Bizans şehirler bulunuyordu.Bunlar kısa sürede
bölgeden kaçmışlar veya Çavdaroğulları gibi çevreye yerleşen,Barak, Kızık,Afşar gibi Türk obalarının
hakimiyetine girmişler.Halbuki başka bölgelerde Bizanslılara üstünlük uzun uğraşılardan sonra
kurulabilmiş.Çavdaroğulları (Çavdar Tatarları) O savaşçı insanlar kısa sürede kendi bölgelerini
Türkleştirmişler.  .Az sayıda kalan eski yerleşiklerin çocukları 1900 yıllarına kadar yaşmışlardır.Bunlardan
Dünme çıkmamış ,kendi inanış ve hallerinde yaşamışlar .baskı ve dışlama olmamış,bunlardan bazılarından
Tarım yapma,Araba imalatı,Değirmen işletmesi ,demircilik gibi ustalık isteyen işlerde yararlanılmış.
***Aizanoi Blogspot** bahsedilen bir çok husus yerleşiklerin anlatılarıdır.Eski yerleşikler( Aizanoi'liler)
den, Çavdarlar çok şey öğrenmişlerdir.İki katlı ve bahçeli ev yapımı gibi. Çavdarhisar ve çevrede evler
Aizanoi döneminde olduğu gibi İki katlı, Tuvaleti ve banyosu içerisinde olacak şekilde inşa edilmiştir.


İki katlı binalar,
Örnek ..... Yukarı mahalle Bedir çayı manzaralı evler. 2012..


  Resimde ki soldan ilk ev Yunan işgali zamanında düşmanın Çavdarhisar'a girmesini önlemek
maksadı ile burada bulunan Komutanların karargah ve İkamet ettikleri yer.(Detayı daha sonra)



Bu yapı tarzı yüzlerce yıl muhafaza edilmiş.İki katlı binaların Üst katı : 2-3 veya 4 oda ,salon ,Wc
 Her odada  ayrı banyo ,yıkanma yeri( Kir evi -Gusülhane) bulunuyor.

Çavdarhisar Önceleri iki ayrı yerleşim olarak Ana yerleşim Eski Çavdarhisar ve Karşak yerleşim
alanı olarak kurulmuş olsa da  hayvancılıktan tarıma geçiş süreci ve ortak hizmet alanları( Çarşı,pazar-
Eğitim ,Din,Kadılık,Müftülük vs) gibi nedenler Karşak yerleşiminin Çavdarhisar'a katılmasını sağlamıştır.
Çavdarhisar'ın bugün bulunduğu yer Üçüncü yerleşimdir. İlk yer KARŞAK,ikinci Eski Köy yani
Bedir çayı sağı solu, Antik alanın tam üzeri Emet yolunun sağı solu. 6 ad büyük mahalleden Oluşan
yerleşim Çavdarhisar.. Üçüncü yerleşim. Eski köyün güney doğusu , Kütahya- Gediz eski  yolu ve
Kütahya -Gediz duble yol arasına kurulan (1970) yeni Çavdarhisar.

Eski Köy -Çavdarhisar  :































Çavdarhisarlılar Yerleşik yaşama tamamen geçmişler (1300y) Hayvancılığın yanında tarıma da
başlamışlar.Çeşitli nedenlerde boş kalan dinç arazi çok verimli olduğundan küçük bir alandan çok
verim almışlar bolluk bereket ve mutlu bir yaşama başlamışlar 1460-1500yy).Ataları savaşcı gezgin
At sırtından inmeyen kişilerin Torunları da At sırtından inmemiş daha çok Tavşanlı- Kütahya şehirlerine
Gidip -gelir olmuşlar.Sanırım ilk , Pir AHMET hz ( Sunullah Gaybi'nin büyük dedesi) babaları gitmiş ve
Kütahya şehrine yerleşmiş. Yani şehre Eğitim ve Ticaret için gidip,gelmeler hatta yerleşmeler başlamış.
At önemli bir ulşım vasıtası .Çavdarhisar ovası geniş çayırlıkların da At yetiştiren Çavdaroğulları  bu
atlar sayesinde ırağı yakın etmiş ,çevreyi tanımış ve daha sonraki yıllarda yolları İstanbul'a kadar
uzanmış.İstanbul'a çok sayıda Öğrenci gitmiş.

Çavdarhisar'da Tarıma geçiş.


BUĞDAY TARLASI

O yıllarda (1600) ticaret ,Buğday,arpa nohut, mercimek vs satıp-Tuz ,Şeker sıvı yağ bez,kil vs
almaktan ibaretmiş.Tabii hayvan ticareti her zaman vardı.Çavdarhisar tiçaret merkezi konumun
da,mal toplama ve dağıtımı yapılan ,At eşek ve Katır kervanı ile nakliye hizmetler veren merkez konu-
munda imiş.Eski köy yolları ve patika yolların kesişme noktasının Çavdarhisar olduğunun izlerini bugün
bile görmek mümkündür.( Kral yolu-İpek yolu) gibi.

Yol kavşağı olması ,  Antik Aizanoi şehrinden kalan köprülerin bulunuyor olması vede Ege-İç Anadolu
ve İstanbul transit yolunun buradan geçiyor olması Çavdarhisar'ı önemli bir yerleşim yeri haline getirmiş-
tir.Buradan Uluyol adı verilen kervan yolu geçmektedir.Yol Ege illerinden Gediz nehri boyunca Uşak-
Gediz üzerinden Derbent deresi(geçiti) davamla Çavdarhisar'a ulaşıyor.Çavdarhisar'da yol ikiye ayrılıyor
Tavşanlı,Bursa,İstanbul, Diğer yol Kütahya,İç Anadolu ve Asya içlerine kadar gidiyordu.Bu yolun
halen izleri mevcuttur.Güzergahta HAN denilen mola yerleri bulunmaktadır.Çavdarhisar'ın 5km Güney
Batısında Han yeri denilen yerde Çevrenin en büyük kervan konaklama HANları bulunuyormuş.
Yeri ve izleri mevcuttur.Burada, çok sayıdaki yolcu ve Atların kalabileceği büyüklükte mekan ve çevre düzenlemesinin olduğu sanılıyor.Bu Hanların bulunduğu güzergahta yolların muntazan şekilde ve kaldırım
taşları döşenmiş .( yollun bir kesiminde halen izleri var),yolcuların ve hayvanları yiyecek ve diğer ihtiyaçları için teknik  destek birimleri yol boyuna konuşlanmış ( Araba tamirhanesi-Yular,gem-Üzengi,urgan semer-Eğer,
nalbant ,berber. Çamaşırhane giysi ve ayakkabı vs).Yolun bu bölümünde 3km kadar bir kısım ekonomik
getirisi yüksek bir yermiş.Bu bölgenin emniyet-Güvenliği mutemeldir ki Derbentler tarafından yapılıyordu.
Yunuslar yakınında Derbent denilen yerde Güvenlik birimi kurulmuş olduğunu bili yoruz (1530-1600)
Bu tehlikeli Geçidi geçen kervanlar 8km ilerideki hanlarda güven içerisinde yolculuğun devamı
için gerekli hazırlığı yapma imkanı buluyorlardı.Çavdarhisar Hanları ve kervan sarayların işlevleri
1800 lü yıllarda azalmış sada Çavdarhisar'da 1940 lı yıllarda yeniden başlamıştır.İlk han Gediz-Çavdarhisar
Emet yol ayrımında yapılmıştır. Bu hanların sayısı 4 'e çıkmıştır.1975 yılına kadar hizmet vermişlerdir.

Önemli kalıntılar,
**Buradan geçen  kervan yolunun  han ve konaklama yapılarından itibaren Çavdarhisar yönüne 4km
lik kısmı paket taş(Kaldırım) döşenmiş.İzlerini görmek mümkün.**
Buralarda 1800 yıllarında  yabancı uzmanlar bazı incelemeler yapmışlar.Burada bulunan eski
eserleri görmüşler  (.Nitekim daha sonraki yıllarda  (1924 yılı) Bu çevrede bulunan Aizanoi
antik kentine,Almam uzmanlar gelmiş ve incelemelerde bulunmuşlar).O yıllarda Çavdarhisar'a İzmir
üzerinden ulaşım daha kolay olduğundan ,deniz ve kara yolu ile Gediz üzerinden Çavdarhisar'a gelmişler.
İşte bu araştırma ekibi yukarıda tarif edilen handa konaklamış.Buradan bu hanın 1840 yıllarına kadar
faal olduğunu anlıyoruz. Aynı iş için 1900 lü yıllarda başka araştırma ve kazı ekipleri gelmişler .bu
ekipler KÖY Odası ,köyün ortak misafirhanasinde kalmışlar.1900 lü yıllarda Çavdarhidarda
Köy odası geleneği ve misafir ağırlama işi bedava ve çömertçe yapılır olmuş. sırası geldiğinde bu
 konu detaylıca anlatılacaktır.
 Tekrar 1300 yıllarına dönelim. Çavdarhisar'ın bulunduğu Kütahya ve çevresi Afyon ,Denizli ,aydın
Manisa Germiyanoğulları'nın hakimiyetinde idi.Hükümdar Yakup bey  merkez Kütahya idi.Hikimiyet
 bölgesi 44.bin Km2 idi.Toplam nüfus 820 bin kadardı.Doğal olarak Çavdarhisar'da Germiyan bey-
liyine bağlı idi.Germiyan'lar 1381 yıllarında Osmanlı ile dünür oldular.Germiyan kızı Devlet Hatun,
-Yıldırım Beyazıt evlendi. Bu yakınlaşma siyaset gereği idi .Bu ara Tavşanlı Eğrigöz Simav Osmanlıya
çeyiz olarak verilmişti. Tabiki gönülsüz olarak.Ankara savaşında 1402 Yakup bey Osmanlıya karşı
Timur'un  yanında oluyor.Bu olaylar hep bağlantılı( Çavdar Tatarları Ankara savaşı sonrası çok azı
Çavdarhisar'a dönebilmişti) demiştik. Yakup bey Bu savaşa Kütahya Çevresinden At binen-Kılıç
kuşanan kişilerle tabii ki beraber gitmiş.Burada Öncü kuvvet Gene daha önce Moğol harekatlarında
Cengiz HAN 'ın öncü kuvvetleri olan ve Tatar,Çavdar Tatarı olarak kahramanlık payesi-sanı-ünü
verilen kişilerle Ankara savaşına katılmış ve kazanılmış.Bunun üzerine Yakup bey eski topraklarına sahip oluyor.Ancak savaşcı Çavdar Tatarlarının çok azı dönebilmiş. büyük bölümü Timur tarafından doğuya götürülmek istenmiş bir çoğu katledilmiş bir kısmı götürülmüş Çok azı ise Çavdarhisar'a geri dönebilmiş.
Doğudan,Asyadan-batıya yürüyen Türk harekatının öncü kuvveti olarak Çavdar Tatarı ünvanını kazanan
bu savaşçı Güçler 1402 den sonra tamamen dağılmışlar.

Çavdarhisar'ın Osmanlıya Çeyiz olayı,      مهر   هيسار-I-الجاودار

Çeğiz olayında Çavdarhisar'ın çevresindeki Tavşanlı,Eğrigöz(Emet) Simav  gibi yerlerle birlikte çeğiz olarak    Osmanlıya   verildiği   (1381 ) Görülüyor.
O tarihlerde Hisar-Çavdar ( Çavdarhisar) Sazanos nahiyesinin bir köyü..
.Çavdarhisar,stratejik öneme sahipmiş.Savaşta en önemli vasıta AT.yani bu günün uçağı
gibi. Germiyanların Atları burada,Çavdarhisar'daki çiftliklerde yetiştiriliyormuş.Burada Germiyan beyinin
arazisi,çayırı varmış.Bu gün beylik yeri denilen yerler Çavdarhiar'da görev yapan Germiyan beyinin
akrabalarına aitmiş.(Halen bölgede At sevgisi ve At yarışları yapılmaktadır.Her yıl mayıs ayında
Hacıkebir Rahvan at yarışları düzenlenmektedir.) Çevrenin sulak ve düz ova-Çavdarhisar ovası-
olması Bedir çayı(Penkalas ırmağı) ve diğer çayların suladığı geniş çayırlar At üretimine uygun
olduğundan vede Tahıl üretimine uygun tarlalar bulunuyor olmasından dolayı Gönülsüz olarak Çavdarhisar'ı da
 çeğiz olarak vemek durumunda kalmışlar.

Bu isteksizlik 1402 Ankara savaşında Yakup Bey bu savaşa Çavdar tatarları ile birlikte katılıyor ve savaş
sırasında Timur tarafına destek vererek Osmanlının yenilmesini ve Çeğiz verilen yerlerin geri almasını
sağlamış oldu.


Bedir deresi
Bedir çayı
Kocaçay
Çavdarhisar çayı
Pankales ırmağı(Antik çağdaki adı)












OTLAK ,Mera,At üretimi ve beslenmesine uygun çayırlıklar.

.Beyliğin önem verdiği bir yer olan çavdarhisar dışarıya,
önemli merkezlere Kütahya,İstanbul'a açılma fırsatı bulmuş.1480-1500 yıllarında Kütahya Şehrinde
Bulunan görev yapan,eğitim alan-veren,Ticaret için mal satıp,mal alan ve diğer nedenlerle ilişkileri
başlamış.Osmanlı ile akrabalık Devlet hatun etkisi ile Kütahya-Payitaht ilişkisi Pek çok Kütahya'lı
Alim.Şair,İdari memur,gezgin,molla ve diğer kişilerin İstanbul'da bulunuyor olması Çavdarhisar gibi yerlerin de buralara en azından medrese öğrencisi gönderebilmesini sağlamıştır.
Çavdarhisar'ı  anlatan bazı sitelerde Çavdarhisar'ın uzun yıllar ihmal edildiği ifade ediliyor.Bu doğru değil-
dir.Oradaki yanılgı Çavdarhisar'ı Aizanoi Antik kentinin devamı gibi görmeleridir.Çavdarhisar,Aizanoi'den bağımsız anlatılmalıdır.Zaten hiç bir bağları yoktur.Çavdarhisar olumlu veya olumsuz hep ilgi alanı olagelmiş kimi zaman
iyi kimi zaman da çok kötü olaylara ( çevre köylerle beraber) maruz kalmış olduğu belgelere bile geçmiş.

Kayda Girmiş En Eski Belge ve BİGİLER

Alıntı : Sn Süleyman Polat

*****
  (Ehl-i örfün mal ve para edinmek amacıyla işlediği ilk başlık altında incelenen suiistimallerde reayanın can güvenliğine bir taarruz olmadığı görülmektedir.  Bununla beraber bu başlık altında incelenen belgelerde ehl-i örf taifesinin, yine maddi kazanç sağlamak amacıyla, ancak bu kez reayanın can
güvenliğine kastederek gerçekleştirdiği suiistimaller ve bu suçlara mukabil
merkezin tepkisi ve müdahalesi üzerinde durulacaktır. Buradan hareketle
ele alınan ilk hüküm yapılan kötü muamele neticesinde reayanın toprağını
terk etmesiyle ilgilidir. Bu hüküm, Kütahya’nın Çavdarhisar mevkiinde,
“hisar-ı çavdar” halkının arzı üzerine kayda geçmiştir)    *
                                                                             *****

Çavdarhisar bilinen ,hep hatırda tutulan bir karye olarak bazı sıkıntılar da yaşamış (.H. 1101 --M. 1690 ) O,
yıllarda *** Ehl-i Örf ** denilen  ve esasen devlet görevlisi olan kötü niyetli taifeler çevre köylerden haraç toplamak için kalabalık  Atlı kişiler kariye ve yaylalarda ,kırsalda sürü sahiplerine musallat olmuşlar.Mal ve para almışlar.
Çevredeki küçük köy ve yaylalar adeta vergiye bağlanmış ve ahali sindirilmiş,Can kaybı bile olmuş.Köyler küçük
  ortalama  8- -30 haneli köyler karşı koyamıyor.  Ehl-i Örf taifeleri  50 kişilik atlılardan oluşuyormuş.Şikayet
edecek kişi yok şikayet edilecek makam uzak,velhasıl na çar bir durum....
Yörenin korkulu rüyası Ebubekir adındaki kişinin yönetiminde ki bu taifeler sonunda  Çavdarhisar'a da gelmişler.
Çavdarhisar'da Atlı ve avcı ve ilim irfan sahibi kişilerin bulunduğunu iyi biliyorlar.İstanbul'da (Payitaht) eğitim görmüş ve bir şekilde bağlantısı olduğunu bildiklerinden ve Çavdarhisar'ın karşı koyacağını düşündüklerinden olsa gerek  önceleri küçük yörelerle yetinmişler  lakin Çavdarhisar'ın cazibesine kapılmışlar para ve altın için        
Çavdarhisar'a musallat olmuşlar. 
Çavdarhisar ahalisi bu kişilerin Çavdarhisar'a da geleceğini bildiği için ne yapılması gerektiğini düşünmüş
.İlim, irfan sahibi ve de Savaşçı insanların ( Çavdar tatarı)  çok olduğu Çavdarhisar top yekun cesaret
 göstermiş karşı  koymuş.
Ancak ölümlü olaylar olmuş.Faili meçhul bir durum bahane edilerek Çavdarhisar ahalisine kan kusturulmuş
bu durum Osmanlı  Belgelerine girmiştir.




Belgeye göre:
**** Kaza-i mezbura  Hisar-ı  Çavdar( هيسار-I-الجاودار )  nam karya halkı Südde-i Sa adetüm'e arz-ı hal idüp***
diye devam eden şikayet name...

Kütahya mütesellimi Selim (Germiyan mütevellisi)-  geçiçi görevli (Vali vekili)
Ölüm olayı Selim'e ---Vali vekili- bildirmişler.
Selim ölüm olayını Çavdarhisarlıların üzerine atarak Diyet- ** Öşr-i diyet ve üçret-i kadem **sebebi sayarak para 
toplamış.(ölen kişi Ehl-i Örf'ün adamı,Nasıl ve kimlerin öldürdüğü meçhul) Bu kişiler bireysel çıkarı için
gözden ırak tenhada kendi namı hesabına da haraç almış.Bunun için mahalle aralarında veya tenha kırsalda 
tek başına haraç alma hevesine iştahına sahip olduklarından yalnız kalmak için fırsat kolladıkları sırada hınçlı
bir Çavdarhisa'lının  hışmına uğramış olması muhtemeldir.Zira baskı ve dayak olayları ve diğer olumsuzluklara küçük köyler ses çıkaramamış. Yörenin en büyük köyü Çavdarhisar'ın nüfusu  700-800 kişi.Karşı koymuşlar.
Köy halkı bundan ne ölçüde zarar görmüş belli değil.Ölümlü olay olduğu kayıtlara girmiş.  Neticede,
Baskılar sonucu bütün riskleri göze alan,
Çavdarhisar'lı Okur-yazar insanlar ortak bir istida ile ve bir heyetle durumu merkezi hükümete şakayet etmişler.
 Çavdarhisar Ahalisi bu kanunsuzluğa karşı çıkmış ve Durumu merkezi hükümete bildirmiş ( MD 85:112,h.261)
Merkezden gelen emirle,yukarıda anlatılan haksızlık ve zulmün durdurulması sağlanmış.Alınan tüm haksız para ve malın sahiplerine iadesi sağlanmış,Çavdarhisar sayesinde tüm yöre Köy halkı bu gibi resmi zorbaların 
Reaya'dan (verigi mükellefi)  alınan Ferman akçası,Konak akçası ve kisve  vergisi gibi kanunsuz vergi alınması
hususundaki haksızlıklardan kurtulmuştur.

Bu tür kanunsuzluklar Osmanlı-Merkezi hükümetine ragmen olmuş .Gediz kadısı Mehmet'in ,Gediz halkın-
dan usulsüz vergi ve rüşvet aldığı kayıtlara girmiş. Ortak sorunların çözümünde beraber hareket etme özelliği
olan Gediz halkı Kadı Mehmet efendiden şikayetçi olmuşlar ve durumu merkeze bildirmişler  (MD .95;88,h.77)  H.1046 ( 1637 ) Bu husustaki mahkeme kayıtları Kütahya sancağına ait bilgiler. Kadı Mehmet cezalandırılmış.
Alınan haksız vergiler Gediz halkına geri verilmiş.

Bir çok tatsızlık olsa da ,
Çavdarhisar  ihmal edilmemiş daima Merkezi idarelerin desteğini almıştır.Yukarıda anlatıldığı üzere bazı devlet görevlilerine rağmen mahkeme kararlarının Çavdarhisar'ın lehine sonuçlanmış olması haksızlık yapılmadığının teyididir.Çavdarhisar neticede diğer
yerler gibi bir köy.Hangi köyde devlet hizmeti Çavdarhisar'dan daha fazla.Çevrede en çok devlet hizmeti alan köy Çavdarhisar'dır.Yukarıda bahsettik burada AT çiftliği kurulmuş. Devlet Konağı yaptırılmış ki
Kadılık merkezi kurulmak üzere.havacılık ile ilgili hizmet bina ve birimi kurulmuş.Pazar kurulması
izni verilmiş (1910 yılı)  . Gediz Şosesi yapılmış..1923 sonrası.diğer hizmetler sırası geldiğinde anlatılacaktır..




MÜZE....
Çavdarhisar
Özel Abdullah Özcan müzsi













 NAHİYELİK Teklifi:
*Çavdarhisar ,Çavdarhisar ovasının en büyük ve önemli yerleşim yeri olma önceliğine hep sahip olmuştur.
!840 lı yıllara ait verilere göre: Hane sayısı 116.( hacıkebir 80,Yunuslar 56,barağı 12 )  Toplam arazi
miktarı 3934 dönüm  .(Demiroluk 784,Barağı 608 dönüm) Hem arazi hem de toplam hayvan varlığı
ile büyük bir üstünlüğü var. 116 hanenin 12 hanesi hizmet sektörüne mensup olup tarımla iştigal etme-mektedirler.Bu aile mensupları devlet görevlisi,okutman, İmam ,Dişçi-sünnetçi ve benzeri kişiler,olmalı.
Çavdarhisar'da yörenin ilk Kahvehanesi açılmış.olalı. (1860).Zira 1870 yıllarına ait Osmanlı kayıtlarında
Sazanos nahiyesi  dahilindeki köylerde sosyal hizmet alanlarının çeşitleri ve sayıları verilmiş buna göre
5 adet kahvehane bulunduğu belirtiliyor. o tarihlerde Çavdarhisar'da 1 Ad Kahvehane 1 Ad Cami ve üç adet
mescit bulunu-yordu. Ve Çavdarhisar Cuma kılınabilen Cami ve İmam- müezzine sahipti . Çevre karyelerin de  cuma namazı için Çavdarhisar'a geldikleri anlaşılıyor...(Afşar'da mescit 1869 da açılmış...
.  Yörede Eğitim için10 adet okul bulunuyordu.Bu okullardan (medrese)
bir tanesi Çavdarhisar'da bulunuyordu. ,Çavdarhisar'da çağın elverdiği hizmet birimlerinin olması
tabii . Zira çevrenin Açık ara en büyük köyü.ve ulaşımı en kolay yer.

Görüldüğü gibi Çavdarhisar Bazı köylerin on katı büyüklüğünde.
Nahiye olmak Çavdarhisar'ın hakkı.***
Çavdarhisar'ın Nahiye olmasını Balkan ve Çanakkale savaşları mı erteletti?
Çavdarhisar'da  1910 yılında  Pazar kurulması izni veriliyor .Fiilen pazar kurulmasına başlanıyor. ve
halen devam ediyor.
Nahiyelik için yapılan başvuru kabul ediliyor, gerçekleşmiyor.Ancak  1967 belde.1990 ilçe oluyor.
 Çavdarhisar'ın Nahiyelik meselesine ait bilgi,

DH.MUI  69-1  55 tarih: 1328 S 17..(1912 )tarihli Çavdarhisar kariyesinin Nahiye olması hakkındaki
istidası.  1328 yılı  17 Gücük-Şubat ayı  Çarşamba günü tarihi ile kayda alınan istida Çavdarhisar pazarı
na gelen posta memuruna verilmiş. (Çarşamba Çavdarhisar'a pazar kurulduğu gün ve Postacı haftada bir gün geliyor).Bu İstida  Yukarı mahalle köprüsü batısındaki *Pazar o *  odası olarak anılan köy odasında yazılmış
olmalı ki o odanın sahipleri okur-yazar ve İstanbul kökenliler ve köyün idaresinde *Muhtarlık * söz sahibi kişiler.Girişim sonuç vermiş lakin,
Anlaşılıyor ki Nahiyelik Balkan harbine takılmış.
 Çavdarhisar bölgesindeki gelişim Gediz şosesine endeksli gibi görünüyor.Çavdarhisar,Yunuslar  ve
Hacıkebir , gibi şose üzerindeki yerler diğer Cebrail ve Emet istikametindeki yerler -Örencik-Çerte
ve Aydıncık gibi yerlere nazaran  daha az nüfus kaybına maruz kalmışlar.Burada Çavdarhisar nüfus
ve diğer göstergeler itibariyle Dün   de  bugün de yörenin en gelişmiş yeri özelliğini sürdürüyor.
Keza Hacıkebir ikinci büyük yerleşim özelliğini muhafaza ediyor. Esasen bu beldelerimiz Çavdarhisar
ilçesine çok yakındırlar.Örencik-Çavdarhisar arası 9km.  ,Esatlar,Örencik,Çerte
Düşecek ,Yunuslar ,Polat,Yağmurlar ,Cebrail,Çamdibi(Tava) Çamırdık gibi köy ve beldeler
Çavdarhisar'ın hinterlandına dahildirler.Çavdarhisar uzun yıllar Emet ilçesine idari yönden bağlı kamış
olsa da Ekonomik-ticari , sosyal ve kültürel açıdan Kütahya şehrine,Ticari yönden Gediz ilçesine
ve Tavşanlı ilçesine daha yakın olmuştur.

*******************************************************************************************











YUNUSLAR

YUNUSLAR beldemiz Gediz ilçesine bağlı olmakla birlikte Çavdarhisar hinterlandına kısmen bağlı sayılır.
Uzun yıllar İspinoz'a bağlı bir köy olan Yunuslar ,Çavdarhisar'la ticari ilişkileri ve ulaşım yolu itibariyle hep
irtibat halinde olmuş .1910 yılında Çavdarhisar'a pazar kuruluş izni verildiği ve Bu tarihlerde Emet İlçesine bağlanan Yunuslar ,olculuk ve Pazarlanma ihtiyacı için Çavdarhisar'la temasının arttığı yıllar başlamıştır.
daha sonraki yıllarda Gediz'e bağlanmış (1941-42) Çavdarhisar ve Emet'le ilgisi azalsa da devam etmiştir.
Emet ortaokuluna 1961 yılında bile Yunuslardan öğrenci gelmiştir.Çavdarhisar'la ticari ilişkileri son yıllarda
 artmıştır.













Yunuslar esasen Aizanoi antik kentinin bir beldesi olan yerleşimin üzerine kurulmuş bir yerleşim olma
özelliği taşımaktadır.Yunuslar,   terkedilmiş Antik Beldenin üzerine kurulmuş bir Türkmen kariyesidir.
Yunuslara Ait kayda girmiş resmi bilgiler (  R. 1260 ) yıllarına tarihleniyor.Yunuslar ,çavdarhisar gibi
Birkaç yer değişikliği yapmak zorunda kalmıştır.İlk yerleşimi Ege-Anadolu geçiş yolu ,Derbent cıvarından
olumsuz ( Eşkiya baskını -kervanların çapulculuğu veya sel nedeni) durumlardan ,dağın yamacına (Koccadağ)
 gidip köy kurmuşlar.lakin orada da olumsuzluklar ( Rivayet dağın kayması-veya bir derenin sırt kısmından
 çok tazyikli ve çok sıçak su fışkırmış köyü yakıp yıkacağı  sanıdığından ) Köy oradan da kaçmış bugünkü yere tekrar kurulmuş ... Sıcaksuyun üzerine Büyük bir kaya konularak kapatılmış, halen kaya orada durmaktadır.
Kaya Yunusların batısındaki ikinci derenin sırt kısmında olup rakım 1213m.dir.Bu müdahale neticesinde sıcak su
kaybolmuştur. Sıcak suyun 903 rakımlı Hisarcık/hamamköy yakınlarından tekrar çıkmış olduğu kanaati hasıl
olmuştur. Yunuslar  Uluyol, ( ünlü *İpek yolunun bir kulu) üzerinde vede Derbent denilen Kervan Geçişinin
tehlikelerle dolu kısmında ( Geçit 1096m uzunluk ,2-9m genişliği olan bir geçit.Şimdilerde Otoyolun güzergahından biraz farklı Ynuslardan -gediz yönüne 490m sonra sağdaki patika yol. Bu Geçit İzmir,Uşak
Gediz'i Çavdarhisar--Aizanoi -Tavşanlı,Bursa, İstanbul, diger yönde Kütahya ,Anadolu içleri ve Asya bağlantılı
önenli bir ticaret-kervan yolu geçidi. Muhtemeldir ki bu Geçitte güvenlik birimi bulunuyordu.Zira *yol kesme*
baskın için uygun bir geçit. Bu geçit aynızaman da iklim geçidi. Ege iklimi ve içanadolu karasal iklim geçidi.
Derbent tepesinin Batısına düşen yağış Egeye Doğusuna düşen yağış ise Marmaraya ulaşır.
Bu Geçit ve çevresi Yunan işgali sırasında kanlı savaşlara sahne olmuştur.--ayrıca anlatılacak--------
Gelelim R.1260 lı yıllardaki kaydi bilgilere. Yunuslar O yıllarda da büyük bir köy.hane sayısı 56.ad.
(Yağmurlar 35 hane--Doğancılar  38 hane)  Yunusların nüfusu yaklaşık 330-380 kadar.Yunuslar
Köyünün toplam ekilir tarla miktarı 2390 dönüm.Burada 56 haneden 49' u toprak sahibi ,7 ad hanenin
toprağı yok .Köyde Tüccar ve esnaf yok Bu 7 aile muhtemelen gündelikçi. Köyün tahıl ürünleri geliri
toplam 32290 kuruş. Ürün çeşidi Buğday ekimi %76, Arpa % 23 . Tabi hayvancılık vazgeçilmez geçim
kaynağı ,  Yunuslar'ın hayvan varlığı : K.Baş 724 ad Gözükse de Kırsalda saklama (Sirkat) sayılmayan
kaçırılan -vergi dışı lık yaygındı. daha fazla hayvan olması muhtemeldir. Büyük baş 195 ad. Koşum hayvanı
sayısı ise 117 ad Yaklaşık hane başına iki çift koşum hayvanına sahip olmaları ekonomik durumun iyi olduğunu
gösteriyor.






 Yunuslar Gediz -Çavdarhisar otoyolundan  1380m  içeridedir. 1970 de Afet konutları köyü yola yaklaştırmayı amaçlamışsa da netice alınmamış olması belde için sanırım iyi olmamıştır.1973 yılında ilk başkanını seçerek fiilen belde olan Yunuslar İçeride kalmanın da etkisi ile hızla göç vermiş ve günümüzde bin kişiden daha az nüfuslu
bir belde olarak varlığını devam ettirmektedir.Belde olmanın imkanlarından yararlanan yunuslarda Çeşitli devlet
birimleri kurulmuş ve hizmet vermektedir.










YUNUSLAR ' a  ait bilgi ve resim gönderilirse yayımlanacaktır.

*****************************************************************************************************


CEBRAİ
Çavdarhisar hiterlandında  ve Gediz'e bağlı diger bir beldemiz
L ( Cibril)  beldesi
Cebrail (غابرييل) ile Cibril (غابرييل)  aynı manaya gelmektedir.
Kuruluş tarihi cevre Türkmen köyleri gibi 1280 lı yıllara uzanıyor.
Elde edilen net bilgiler  1600 yıllarının sonlarına ait.Daha sonraki bilgiler
1840-50 li yıllara ait.
Cebrail uzun yıllar ** Cibril kariyesi olarak anılmış şirin bir köydür**
 1840 lı yıllarda 61 hanede yaklaşık 400 kişinin yaşadığı  Cibril
1990 lı yıllarda 2000 den fazla nüfusa ulaşmış ve belde olmuştur.
Günümüzde Belde olarak varlığın sürdürmektedir. 1999 yılında Belde
olan (2000 nüfüs)  Cebrail'in  Nüfusu son yıllarda  tüm çevrede olduğu gibi
hızla azalmış ve 750 kişinin de altına inmiş durumdadır. Yeni Maden işletmeciliği
tam faal duruma geçmesi neticesinde nüfusun tekrar artması mümkün olacaktır.
Cebrail yörenin en güzel yerleşim yerlerinden biridir.Yem yeşil Çam ormanının tam
içerisine kurulmuş. Havasının  solunum yolları hastalıklarında çok faydalı olduğu
ifade edilmektedir.















Bilinen en eski tarihlerde ( 1650-1700 ) Cibril ve cevre kariyeler  Ehl-i Örf mensuplarının
baskısı zülmünü yaşamışlar.Hem ekili tarlaları hemde Yayladaki hayvanları için fazladan
vergi ve rüşvet ödemek durumunda kalmışlar. Kütahya sancağının görevlisi olan bu taifeler
kırsalda sürü otlatanlara devamlı rahatsızlık vermişler .Bu durumun Çavdarhisar'lı  Okur-yazar
kişilerin vaziyeti bir arzuhalle merkezi Hüküte şikayet etmesi sonucu önlenmiş.olduğunu
mahkeme kararlarından anlıyoruz. Bu sürede haksız olarak alınan Akçe-altın ve Hayvan-
ların sahiplerine iadesi sağlanmış.
Cibril 1844 yılı bilgileri kayıtlara göre , Cibril köyü  61 hane ve 400 nüfusa sahipti.Cibril








Düven (Döven)  ve kağnı



 Ekonomisi tarım ve hayvancılık yanında Sanat erbabının Ağaç işlemeciliğine dayanıyordu.
 Köyde, Rençberlik aletleri yapım tezgahları bulunuyordu.Bu tezgahlarda ,yaba-dirgen
annat,ok,boğundurük,zevle ve benzeri araçlar ve Düven (Döven)ve kağnı  yapılırdı.
**( Düven , tahılgillerin tane ve samanını ayırmada kullanılan 2.00m. boyunda 070m. genişliğinde
ön kısmı yukarı bakan ve bir çift hayvan tarafından çekilen Ahşar bir araçtır.Sap tabir edilen
başakların üzerinde gezdirilen bu aracın Alt kısmına ''kesici taşlar yerleştirilir.Bu taşların menşeyi
Esatlar köyüdür. Bu araçla tane ve saman ayrılacak kıvama getirilir ve rüzgarda bu samanlar
savrularak taneler ( Seç-çeç ) ayrıl. )***
Ayrıca hamur teknesi ve diger mutfak gereçleri  (  Oyma tekne ,Küçük tahta tekne ,Yufka tablası
,sofra tablası ,oklava, kaşık ,sarımsaklık, Su bardağı-testi, ve benzeri ürünlerin imalatının yapıl-
dığı işletmeler o devrin ileri sayılan kuruluşları idi.Beceri sahibi kişilerin yapabildiği bu işlerden
Cibril ekonomisine önemli girdi sağlanıyordu.Topraksız ve az topraklı  Ailelerin geçimini
 Zanaat erbabı olarak bu yoldan sağladığı anlaşılıyor..
Yeteri kadar toprağı bulunan,
55 hanenin sahip olduğu tplam arazi ise  2177 dönüm idi. Ortalama aile başına 39.5 dönüm
olarak iyi sayılmalı.  % 75'i buğday ekilirdi. Buna göre  ,30 dönümden 15 000 kğ buğday
üretildiğ hesabı ile ve ailelerin ortalama 7 kişi olduğu kabulü , Kişi başına 2143 Kg buğday
düşmekte ve bir kişini yıllık ortalama 350 Kg tüketimi düşüldüğünde Kişi başına 1793 Kg
 Satılabilir buğday fazlalığı çıkmaktadır.... Devam edecek...













***********Cebrail için bilgi ve belge gönderilirse  değerlendirilecektir.****



************************************************************************************************************









Demiroluk  köyü de isim değiştirmiş köylerimizden biri.
Demiroluk köyünün ilk adı  : BEYTEMUR.



 












Bu köyümüze ait  168 yıl önceki kayıtlardan ve Yöre köylerinin tümünün yerlerini
gösteren şema- haritalardan anlıyoruz ki köyün ilk adı .: Beytemur karyesi.
Beytemur İnsan ismi, muhtemelen Temur bey manasına geliyor. Bu isim Türk
ismi.Oğuz-Kıpçak-Peçenek Türk Obalarının Önde gelen kişilere verdiği isim.
Demiroluk köyünün  Oğuz kökenli bir Türkmen Yörük köyü olduğu neticesine
 varıyoruz. Çevre köyler gibi Beytemur'un  da Orta Asya bölgesinden 1200 y. sonrası
Mevcut yerin biraz daha aşağısında, doğu yönünde bir yere , çadırlar kurulmuş,İlk gelen
Aileler 4-5 hane, 30 kişi kadar nüfus.Bu sayılara nasıl ulaşıyoruz ?Bu bölgedeki köylerin
 yerleşimi 1260 yılları  sonrası. Beytemur köyüne ait kayda geçirilmiş resmi sayım
sonuçları 1850 yılarına ait. Beytemur 1850 li yıllarda 19 hane ve 120-130 .kadar nüfusa
 ulaşmış.Bu kesin bilgilere dayanarak 600 yıl önceki duruma bir projeksiyon tutmak
suretiyle ilk aile sayısına ulaşıldı.
     Beytemur ve cevre köyler için bela kesilen resmi sıfatı olan bazı görevlilerin vergi
zulmünden Beytemur'lu bazı sürü sahipleri de çok eziyet görmüşler. Bu kişiler
Mükelleflerden fazladan mal ve nakit talebinde bulunmuşlar.Para bulunmadığı
durumda hayvanların iyilerini seçip götürmüşler.Bazı darp olayları da olmuş.
Beytemur ve tüm çevrenin maruz kaldığı bu yıllar 1600 yılı sonlarına tarihleniyor.
Günümüzden 310-20 yıl kadar öncesine ait olsada kayıtlara girmiş bu bilgiler
den anlaşılan  odur ki,
Az bir nüfusa sahip Beytemur köylülerinin bu kişilere karşı çıkmaları veya
 şikayet dahi edemeyecekleri anlaşılır bir durum.Bu olaylar ançak Çavdarhisar,
(Hisar-ı Çavdar ) Ahalisinin konuyu Merkezi Hükümete bildirmesi sorasında alınan
Mahkeme kararıyla önlenmiş ve haksız yere alınan Para ve her türlü mal
sahiplerine iade edilmiş.**Detay Çavdarhisar bölümünde**
Demiroluk son yıllarda göç vermekte ve nüfus hızla azalmaktadır
1990-2000 yılarında 80 hane 400 kadar nüfusa sahipken 2012 itibariyle
215 kadar nüfusun bulunduğu görülüyor.Genç ve coçuk nüfus çok azal-
mış durumda. Okul kapalı az sayıda öğrenci taşımalı eğitim kapsamında
Çavdarhisar ilçesinde eğitim hizmeti alıyor.


Demiroluk köyü ( Beytemur)











     Demiroluk  ekonomsi tarım ve hayvancılıktan ibaret. Tarih boyunca da bu şekilde olagelmiş.
1844-48 yılı kayıtlarına göre  Beytemur 'un durumu  : Tarım ve hayvancılık geçim kaynağı.
Başka gelir yok.Tüccar yok,esnaf yok ,nakliyeci yok.19 neden 17 si kendi işinde diğer
iki hane gündelikçi -Irgat-amele vs.Hane başına ortalama gelir  887 kuruş.vergi  174 kuruş
net gelir 713 kuruş. Bu göstergeler Beytemur'un orta gelir düzeyinde olduğunu gösteriyor.
    Beytemur hayvancılık yönünden % 17.6 ile en öndeki köy durumunda.
 Tarla ürünü olarak . Buğday %70. Arpa %15 ve diğer mercimek ,nohut ekimi yapılabilen
toplap 784 dönüm  araziye (Tarla) sahipmiş Beytemur köyü.
 Bu arazinin (Tarla) ekimini yapmak için beslenen Koşum hayvanı -(Öküz,manda ve diger)
sayısı 42 ad. Anlaşılıyor ki 13 hanede birer kağnı , diger 4 hanenin ise ikişer kağnı ve 4 er
koşum hayvanı bulunuyormuş.
     Köyün doğu yönünde 650 m.mesafede gür suyu ve Demir Oluğu bulunan bir çeşme var.
Muhtemeldir ki Bey  temur .. Temur ve zamanla Temur oluk -Demir  Oluk olarak  söylenir
olmuş.ve neticede Demiroluk  ismi kesinleşmiş . Değişim sürecinin bu şekilde olduğu
rivayetlerine itabar edilmiştir.
 



*****************

Koca dağ ,
Çevre köylere su kaynağı olan, soğuk kışlarda
ısınma ve aydınlatma kaynağı olan kocadağ
Demiroluk köyü için yaşamı kolaylatıran yüce
bir  kaynak olarak tüm haşmeti ile tüm Çavdarhisar
ovasına katkıları devam ediyor.
( Demiroluk kırsalından Kocadağın etkileyici
bir görünümü)
**********************


   Köy çeşmesi Kızık dağının (Kocadağ) dağlalesi bitkileri ile kaplı alanlarından kaynaklanmaktadır.
Antik çağda Aizanoi'liler bu suların şifalı olduğunu kabul ediyorlardı.Bu bölge kaynaklı sular Aizanoi
kentine getirilmişti.Günümüzde de yöredeki suların Ses tellerine faydalı olduğu ve Bu suların kullanıldığı
 bahçe ürünlerinin çok lezzetli olduğu kabul ediliyor.Bir örnek  Ağarı köyü  Kavunları. Tadını bakın
çok lezzetli olduğu  görülecektir.
      Demiroluk  ( Beytemur)  köyünün 1850 li yıllarda ki ekonomik durumu vergi defterlerindeki
 kayıtlara 13500 kuruş yıllık kazanç toplamı olarak geçmiş.Bu. 19 hanenin bulunduğu Beytemur
Köyünün bir yıllık toplam geliri. Kıyaslama yaparsak Çavdarhisar 115 hane, 62900 kuruş
Yağdığın 10 hane. 8400 kuruş.
       Beytemur köyü   K. Baş hayvan üretiminin en çok olduğu köylerden biri.Hane başına orta-
lama 33 ad  olmak üzere  toplam 626 ad k.baş hayvan bulunuyordu
        Koşum hayvanı dışında İnek-dana olarak hane başına 5-6 ad olmak üzere toplam 109
civarında b.baş hayvan varlığına sahiptiler.
        Demiroluk köyümüz Göç veren bir yer demiştik.İlk Göçler Avrupa ülkelerine oldu 1962
 yıllarında .Son yıllarda yurt içinde Kütahya -İzmir -Çavdarhisar ve diğer yerlere göç oldu.
 Ekonomik durum tarım ve hayvancılıktan ziyade Göç edenlerin dolaylı katkılarına dayanıyor.
Yurt içi ve özellikle yurt dışı   ' gurbet' çi insanlarımızın köylerine katkıları yüksek oluyor.
Dış ülkelerde çalışma amaçlı geçiçi göç olgusu 1962 yılında başlamış ancak yoğun
göç 1970 Gediz depreminden sonra olmuştur.Tüm çevre köyler gibi Demiroluk insanı da
Başta Almanya olmak üzere Avrupa ülkelerine göç etmiştir.
     
 Demiroluk  köyünde Eğitim durumu yok denecek düzeyde idi.1970 li yıllardan  sonra
Eğitim faaliyetlerinin başladığı ve iyi şekilde devam ettiğini ifade edebiliriz.


************************************************************************************************************

AĞARI KÖYÜ

Çavdarhisar ovasının en güzel yerine kurulmuş ,suyu ve toprağı bereketli  *büyük köy*
grubunda olma özelliğini çağlar boyu sürdürebilen mederniteye en önce benimseyen köylerimiz arasındadır.
Kuruluş tarihi Hk kesin bir bilgi yoktur.Ancak cevre yerleşimlerle aynı dönemlerde (1280.y) kurulduğu
bilinmektedir. En eski kaydi bilgiler  1650-1700 yıllarına aittir.Esaslı diğer bilgiler ise 1840-50 li yıllara aittir.

AĞARI KÖYÜ Osmanlıya Çeğiz Veriliyor.
Bir bilinen durum da Ağarı  köyünün de Osmanlıya Çeyiz verilen yerler arasında olmasıdır.











   AĞARI köyüne ait
İlk bilgiler mahkeme kararlarıyla da sabit olan ve yöre halkının bazı hukuksuzluklara ve haksızlıklara maruz
kalması ile ilgilidir.Ağarı, Virancık merkez kaza veye nahiyesine çok yakın ve Gösterişli bir karye olarak
dikkatleri üzerine çekiyor olmalı ki en yüksek vergi Ağarı'dan alınıyormuş,( Ağarı  % 71 ,Yağdığın % 58
Çavdarhisar % 67).  Ağarı o dönemlerde Konutlar,  dış görünüşü itibariyle bakımlı bir durumdaymış.
Dış cepheler beyaz badanalı ,Pencere ve kapı ahşap malzemesi katranlı temiz ve cazibeli bir yer.
Bu durum Ağarı'nın zengin bir yer olduğunu gösteriyor olmalı. O dönemlerde ( 1840 ıl yıllar) Ağarı'da
iki tane Un değirmeni ,bir adet hizar bulunuyormuz.Ağarı' da  büyük  bahçeler varmış.Ağarı'nın  bahçe
miktarı Çavdarhisar bahçelerinin 10 katından fazlaymış.Yörede birçok sebze önce Ağarı'da yetiştirilmiş.
Diğer köylere örnek olmuşlar.Yeniliye yatkın Ağarı, Ulaşım ve Eğitimin Köylere kadar getirildiği
1940-50-60 lı yıllarda Eğitim alanında da atılım yapmış, birçok Ağarı'lı öğrenci ,ortaokul ,lise ve diğer
okullara girmişler mezun olmuşlardır.( Demiroluk ve Yağdığın'dan hiç Ortaokula giden yokken Ağarı'dan
Ortaokul,lise ve diger, öğrenci sayısı 27 kişi .yıl 1963)
     AĞARI Köyü    ,Aizanoi antik kentinin şifalı su olarak tükettiği ve kullandığı ,dağ lalelerinden süzülüp gelen Kızık dağı  (Kocadağ) Suyunu içmekte ve bahçelerinde kullanmaktadır.SU.SU.SU.Bütün büyük kentlerin içerisinden Irmak geçiyor.Su medeniyet Su bereket ,Su temizlik demektir. Ağarı çayı Ağarı köyüne önemli katkılar sunmaktadır.Ağarı çayı kıyısında yetişen sebzelerin lezzetine doyum olmaz.Hele kavunu mis gibi kokar
bal gibi tadı vardır...Ağarı ,Modern yaşam için gerekli olan her yeniliye uyum sağlayan bir köy.Bir çok
ilkleri Ağarı'da görüyoruz. Radyo , bisiklet,Dikiş makinası,berber aletleri ve benzeri şeyler Alan -satan kullanan
bir köydür  Ağarı. Kayıtli bilgilere (1840 yıllarda) göre cevre köylerin aksine tarımla az %65 diğer işlerle % 35
geçimini temin eden bir yermiş.Esnafı,Tüccarı ,kiracısı, çok olan bir köymüş.Ağarı küçük baş hayvanla da
uğraşmamış. Büyükbaş koşum ve diger hayvanlar ve inek besleniyormuş.64 haneden ,21'i tarım dışı
 gelire sahipmiş. 43 hane ise tarımla geçimini temin ediyormuş.
 Gene o yıllar verilerine göre,
   Ağarı balı
 Ağarı bal üretimi bakımından en önde gelen köy durumunda. Ağarı'da 1850 li yıllarda 40-50 arasında
arı kovanı bulunuyordu. Ağarı balı iyi kalite idi. şifa verdiği kabul edilirdi. kıymetli idi. Zira arılar kızık dağının
sifalı bitkilerinin çiçekleri ile besleniyordu( Dağlalesi) . Agarı,  süt, bal ve çesitli sebze üretimi bakımından
Yörenin en iyi beslenme ve yaşam alanı olarak ifade edilebilir.

Ticaret erbabının en çok olduğu Ağarı'da    At sırtında taşımalı seyyar esnaflık yapan kişiler bulunuyordu.
At arabası ile hem kendi malını taşıyan , hemde para ile nakliye hizmeti yapan kişiler vardı.Sanırım
bu nakliyecilik Ağarı toprağından yapıla Kiremit ve Tuğla ,ocak taşı vs  işlerden dolayı olmalı. bilindiği
gibi Çavdarhisar-Aizanoi antik kentinin Pişmiş topraktan mamul.: Kiremit,tuğla ve Su künkleri
Ağarı köyü yakınlarındaki kızıl topraktan yapılırdı.Aizanoi kenti 120-150 bin nüfuslu bir yer olarak
biliniyor. Bu büyük bir nüfus.Günümüzde 65 bin Nüfuslu Tavşanlı'nın iki katından fazla.Tavşanlı
5 km uzunluk ve 1.3km eninde bir alanı işgal ediyor  Kıyaslama yapıldığında Ağarı civarının da
Aizanoi şehrinin içerisinde kalmış olması muhtemeldir.

     Tekrar Ağarı karyesine dönelim.
 Netice,  Ağarı köyü ve çevre için bilinen ve kayıtlı olan bilgiler 1690 lı yıllara tarihleniyor.
    AĞARI'nın   baskı ve haraca bağlanması
Subaşi Ebubekir va Adamları ( 40-50 kişi)
Nakit para -Akçe-altın,gümüş daha çok
tarım dışı iş yapan Esnaf, Tüccar  kesiminde bulunuyor olduğundan vede bu durumu bazı görevlilerin
biliyor olması ,tüm çevre karyeler gibi , Ağarı'da vergi ve haraç mağduru olmuş.
 Ağarı ,nahiyeye yakın  olduğundan Ehli-örf memurlarının uğrak yeri olmuş.
 Subaşı ve adamları Ağarı köyünü haraca bağlamışlar. Topraklarını bırakıp gitmeleri için işkence
bile yapılmış.Bu karanlık günlerde haksız vergi ve haraç toplayanlarla   Çavdarhisarlılar arasında
meydana gelen kavgada bir görevlinin ölmesi üzerine iş çığırından çıkmış ve Çavdarhisar'lı  okur yazar
insanlar her türlü riski göze almışlar ve kişilerden şikayetçi olmuşlar. Ve dava Çavdarhisar lehine sonuçlanmış.
Bu şekilde Ağarı bu zulümden kurtulmuş .Gasbedilen mal ve paraları geri verilmiş.( MD.85.112,h.261)

  Ağarı Köyü de tüm çevrede olduğu gibi göç vermektedir.2012 yılı itibariyle 230 kadar hane bulunan
Ağarı'da yaklaşık 305 kişi yaşamaktadır..Nüfus/hane orantısızlığı görülüyor.Köyde ,genç ve çocuk
sayısı az.Genellikle yaşlılar kalmış.1990 lı yıllarda Ağarı 1300 kadar insanın yaşadığı  büyük bir
köy idi. Okulu faal ,kahvehaneleri (5 ad)  ve ,birçok dükkan bulunuyordu.

*****devamı   var





**************************************************************************************************

 HACIKEBİR...
Yörenin  en büyük beldesi,
Hacıkebir BELDESİ,
Çavdarhisar ovasının 3. büyük köyü olma özelliğini uzun yıllar sürdüren Hacıkebir, Hacımahmut'un kardeşi -
ağabeyi olarak bilinir.Yerleşim Hacıkebir'e olmuş.Otlak ve tarım için Mahmut için yeni yer bulmuşlar.
Hacıkebir ile ilgili geçmiş tarihlere ait belge ve bilgi şimdilik fazla değil.İlk bilgiler,muhtemelem Kanunuevvel
 1259-1263 yıllarına ait.günümüzden 168 yıl önceleri Hacıkebir  Hane  sayısı 80 adet.olarak tespit edilmiş.
Ortalama aile başı nüfus 6-7 kişi olsa 480-560 kişinin yaşadığı büyük bir köy olduğu anlaşılıyor.Aynı yıllarda
Çavdarhisar 116,Yunuslar 56, Afşar 44 ,Susuzkayı 20 Hacıkebir 80 hane.
Hacıkebir beldesi ,Çavdarhisar Ovasının en verimli topraklarına sahiptir.Bedir çayı ve barağı çayı yörede
sulu tarıma imkan vermektedir.Tahıl üretiminde birim alandan en çok verim Hacıkebir yöresinden elde
edilmektedir.Dekardan buğdayın çeşidine göre 500-750 kg ürün elde edilebimektedir.




Barağı çayı
Barağı deresi


















Hacıkebir beldesi
*****************************************************************************************************
ZOBU KÖYÜ***  SUBU ...Bilinen ilk adı.. Subu

















     ZOBU Köyümüz  hakkında fazla bilgi elde edemedik. Araştırma devam ediyor.Tüm çevre için
elde edilen bazı bilgiler ki 1700 yıllarına ait . O tarihlerde Örf elemanları ve vergi görevlilerinin
zulmünden tabii ki SUBU köyüde etkilenmiş. Bunun dışında 1840-50 yıllarına ait ekonamik
sosyal durum,. geçim kaynakları mal ve arazi varlıklarını biliyoruz .O yıllardaki kayıtlara göre
köyün adı : SUBU. ,Subu karyesi olarak kaydedilmiş.Haritadaki(şema) yeri Çavdarhisar 'ın
Kuzeyi,Yağdığın'ın doğusu olarak konumlanmış ki gerçeğe yakın bir şemada Subu olarak
yer alıyor.
  Subu ne anlama geliyor henüz kesin bir bilgi elde edilemedi
  SUBU  :Değişen, değiştiren anlamına da  geliyor.Çevrede çok SU kaynağı
bulunuyor olması ile alakalı olduğu da rivayet edilsede kuvvetli delil yok.Ancak Çevresinin akar
sularla kaplı olduğu - Bedir çayı Barağı çayı 340 Doğu yönünden, Ağarı çayı  112m Güneyin-
den geçip Kuzeye dönerek devamla Koca çaya katılmaktadır. Mart-nisan-mayıs ayları Subu
çevresi gerçekten de Su deryasına dönüşmektedir. Köy Sel sularına maruz kalmayacak şekil-
de yamaç bir alana kurulmuş.Ulaşım Hacıkabir 'e 2.9 km . Çavdarhisar'a 7,7 km. Bakımlı
bir köy. Köyün en üst kısmında sosyal mekanların ve kahvehanenin bulunduğu bina bulunmakta.
Köyde çok sayıda Traktör bulunuyor.( 60-70 ad)
   SUBU karyesinin 170 yıl öncesine ait bilgiler : O yıllarda Subu köyünde 34 hane bulunuyordu.
Yaklaşık Nüfus ise 205-10 kişi kadardı.  Subu çevrenin gelir düzeyi en yüksek karyesi durumunda
ve en çok vergi veren yeri idi. Hane başına ortalama gelir Subu'da :930 kuruş. Ağarı'da  : 620 krş
Çavdarhisar 550-susuzkaya 780 krş.Bu kıyaslama Subu'nun ekonomik durumunu yansıtıyor olmalı.
      O yıllarda Subu'da 6 ad hanenin hiç toprağı yok. 28 hanenin toplam tarla miktarı 1618 dönüm.
Tarlaların % 70 i Buğday.. % 27 arpa ekiliyormuş.Bahçecilik hiç yok gibi.
       Subu'da tüccar ve esnaf hiç yokmuş. Uğraş Tarım ve hayvancılık üzerine..38 çift  koşum
hayvanı ve okadar Kağnı bulunan köyde 131 ad B.baş , 380 ad K.baş hayvan varlığı kayıtlara
girmiş. Günümüzde hane sayısı: 58., K baş hayvan 712 ad. B baş hayvan 342 ad civarında
O yıllarda (1850)     hane sayısı  34 . K baş hayvan  380 ad B baş hayvan 131 ad.
Nüfus ve mal varlıkları ikiye katlanmış.



Zobu Köyü  ( SUBU)


Zobu , Çavdarhisar - Esatlar ve Tavşanlı güzerga-
hında konaklama yeri olarak önemli bir konum-
da idi.. 1910 yılında Çavdarhisar'da Pazar
kurulmaya başlamış. ( Çarşamba günleri).Bu
tarihten sonra Zobu'nun önemi artmış.Esatlar
Köyünde üretilen Düven (döven) taşları ,Çavdarhisar
pazarında satışa sunulmuş. Taşlar , Yağmurlar ve Cebrail
Köylerinde imal edilen Düvenlere çakılmış ve tüm cevrenin
ihtiyacı bu yolla karşılanmış.Gerek taş gerekse düven
nakliyatının bir kısmını yukarıda zikredilen Hiç toprağı
olmayan Zobu'lu insanlar yapmış.Çavdarhisar pazarı tüm
çevre köylerde olduğu gibi kolay ticaret imkanı sağlamış.
Zobu'nun tahıl üretimi kolayca satılmış ve insanların bir çoğu
para ile ilk kez tanışmış.Pazardan ,gaz-tuz-basma (bez) şeker
ve diğer malları satın almanın keyfini yaşamış.
Zobu (Subu) isminin karakol manasına geldiği husunda hiç bir bilgiye
rastlanmadı .Zobunun Kuzeyinde karakol ve kervansaray konusu araştırılacak
bir husus.  1600-700-800 lü yıllarda önemli geçit yerlerinde Hem konaklama
 hemde güvenlik birimi( Derbent) bulunuyordu. Kervanların konaklama ve
ikmali için bir günde ulaşımın yapılabileceği ki bu uzun yolculuklar için 25-30 km .
 Zobu , Esatlar,Kozluca ,Kuruçay, Tavşanlı ve Bursa güzergahında ki kervanlar
için Zobu-Subu köyünün 3km kuzeyinde Dere geçidinin Sonu-Başlangıcı noktasında
Han veya Kervansaraylar bulunuyordu.Zira Bu Geçit noktası hem sarp arazi hem de
sık ve yüksek ağaçlarla kaplı orman. Burada güvenlik önlemi zaruri bu bakımdan
Bir miktar yol güvenlik görevlisi bulundurulmuş olmalı.
Bu güvenlik birimi Çavdarhisar'ın batısında Yunuslar köyü( Beldesi) yakınında
 bulunuyordu. Yunuslar bölümünde detaylıca anlatıldı** bakınız**
    Zobu 'da kurulan karakolun
Çavdarhisar'ın karakolu olduğu yönündeki görüş tevatür olmalı.
   Zobu yakınlarından süvari birlikleri sanırım 1920 yıllarında geçmiş olmalı.
Yunan işgaline karşı savaşan , Ali Fuat Cebesoy Paşa komutasındaki
birliklerden bazıları Yunan askerlerini Çavdarhisar'a sokmamışlar. Şiddetli
Çarpışmalar omuş.Çavdarhisar Top ve Makineli ateşine tutulmuş** Bu
 husus ayrıca anlatılacak** Kalabalık Yunan kuvvetleri karşısında Zaiyatı önlemek için
Askerlerimiz ZOBU köyüne çekilmiş. Askerlerimize Zobu'da Yufka-Tavuk-su ve Ayran ikramı
Yapılmış .Atlı askerlerden  oluşan birliklerimiz Büyük Taarruzda Yunanı imha etmek
 üzere Tavşanlı istikametine hareket etmişler.Zobu Yakınındaki süvari birlikleri işte
bu birliklerimiz olmalı.


.
Bu bilgileri toplamak için yaptığım çalışmada dikkatimi
çeken en önemli husus : Çevrenin gelişmesi,Çavdarhisar'ın
gelişmesi ile orantılı


   ******        Devamı var..    Yeni bilgeler elde edildikçe bu satırlarda yer alıyor.
           Bir sefer okudunuz bitmedi birkaç gün sonra yeni bilgileri ilave
           edilmiş olduğunu görebilirsiniz.





**********************************************************************************
Şimdi,
Tekrar 1300 lere dönelim.Çavdarhisar'la beraber çevre köylerin bazıları da yerleşik düzene geçmişler.
Bazı köyler ise bir süre daha göçer hayatı yaşamışlar.Bu tamamen hayvanlara otlak bulmak için zorunluluktan olmuş. Ve sonunda çevre köylerin tamamı yerleşik düzene geçmiş.Yörede en son yerleşim Kireç köyüne olmuştur.Kireç köyü Yörük- Türkmendir.1950-55 yıllarına kadar kışları ege'de yaz aylarını Çavdarhisar kırsalı ve Kireç dağında geçirirlerdi.Ak Halil namındaki Yörük beyinin torunları olan bu obalar göçer
yaşamın son örneği olmuşlardır.Göçer  bu Obanın Aydın-izmir ,veya uşak göçeri mi yoksa
esas Çavdarhisar yöresi insanı mı olduğu bilinmemektedir.Bu göcerlerin yaşam tarzının eski yaşamdan pek farkı olmadığından 1955 yıllarını bilecek yaştaki benim gibi kişiler için çanlı ,yaşayan bilgi kaynağı olmuşlardır.

*********************************************************************************************
**BARAĞI KÖYÜ*****
Barağı köyünün kuruluş tarihi
İlk yerleşim Barağı Köyüne, (1200 y)
Yöreye ilk  Barakların gelmiş olduğu kanaati var.Barağı Köyü ,Barak kahramanlaı tarafından kurulmuş.
Barak,göçer obalarına göç esnasında öncülük eden obaya verilen ünvan ,ad mış. Ayrıca cesur ve yakışık-
lı manasına gelen ve adını buradan alan Barağı köyü kurucusu Barak beyi ilk yerleşimi yaparak cevre köylere
önder olmup cesaret vermiş olduğu sanılmaktadır.Tarıma geçiş Barağı ,Çavdarhisar ,Ağarı köyleri duğu
yönünde başlamış.batı yönündeki köylerde daha sonra başlamış.verimli Çavdarhisar ovasının topraklarından
Arpa ,buğday ve ÇAVDAR bitkisi fışkırıyormuş.tarıma geçiş kolay olmuş.zira bazı bitkiler kendiliğinden
bitiyormuş.Kısa sürede tarıma geçiş tamamlanmış.Baraklar Oğuz soyundan gelen Türkmendir.Afşarlar
Kızık boyları da Oğuz soyundan gelen Türkmen aşiretlerine mensuptur..Barakların İtil Irmağının kuzey
kısmında  *Karanlıklar Ülkesi* adı verilen bir bölgede M.Ö. 200 yıllarında yaşadıkları biliniyor.Ayrıca
Güney Doğu da ,Toroslarda ve Afyon taraflarında da Baraklar yaşamaktadır.Barakların cesur yakışık-
lı ve babayiğit olduklarını söylemiştik.Barağı köyünde İnsanların beğeni kriterleri şu ifadelerle belir-tilmektedir. Erkekler için: **** Elinde sigarası olmayana .... denmez***yani havalı olacak manasına.
Kadınlar İçin:  ***Karnında çocuğu olacak ***yani beğenilmiş ,ilgi duyulma sebebi manasına, Bu
tür anlatılar ,söylenceler ,obaların geçmişi için söylencelere tıpa tıp uyuyor.Barağı köyü yerleşime çok
elverişli bir konumda.Yanıbaşında bir ırmak( barağı çayı) doğusu,Kuzeyi verimli arazi. Diğer yönler or-
manlarla kaplı .Kurulduğu yer Taşkın ve sel baskınına imkan vermeyen küçük tepe-yamaç.Anlaşılı-
yor ki Barak beyi en iyi yeri seçmiş.Öncü olmanın mükafatı olmalı.
Osmanlı döneminde Barağı,
Barağı köyü ile ilgili 1840-50 li yıllara ait Vesikaya (belge) dayalı bilgilere göre  Barağı kariyesi  (köy)
hane sayısı  12 olan küçük bir yer olarak kayıtlara geçmiş. Köyün sahip olduğu ve işlediği arazinin
miktarı ise toplam 608 dönüm. hane başına tarla miktarı 51 dönüm olarak hesaplanmaktadır.Görüldüğü
üzere Barağı arazisi çok olan bir yer. Köyde hayvancılık da yapılıyordu. kayıtlara giren hayvan varlıkları
ise: Koşum hayvanı 32 ad. B.baş hay 80 ad. K.baş hayvan 470 ad olarak gözükmektedir.Ancak sayının
çok üstünde Küçük baş hayvan olduğu muhtemeldir.Sirkat konusu bakımından. Hanelerin hepsi toprak
sahibidir.Topraksız hane olmayan ve başka işlerde-başkasının işinde çalışmak durumunda olmayan
insanlardan oluşa Barağı köyü Barak sözcüğünün anlamına uygun yaşadıkları sonucuna varabiliriz.
Bu bilgiler yaklaşık 170 sene öncesine ait.O yıllarda Barak oğulları varlıklı -zengin ve de iyi yaşam
sürmüşler diyebiliriz. Aile başına ortalama  vergiye esas kazanç 1181 kuruş ile Barağı ilk sırada,
net gelir ise( vergiden sonra) 896 kuruş. Çok iyi sayılacak bir gelir.
Bu gelir durumu Barağı'ya Göç getirmiş olmalı, zira 1844 de 12 olan hane 1848 de yani 4 yıl sonra
21 hane olmuş.Gökağaç ve Fakra (yeşildere) köylerinden göç almısı olası görünüyor. Gökağaç (28-25 )
Fakra  ise (18-16) olarak gerilemiş.
hane sayıları azalmış.
*********************************************************************************************************
YEŞİLDERE  Köyü
FAKACA karyesi  : Fakra-fakırköy -Yeşildere.
Köyün kuruluş yılları 1260 sonrası . Adı : Fakaca.
Yörük Türkmen obalarından Barak oğulları ile beraber hareket eden Yiğit-cesur ve yakışıklı
Sakin ve akıllı insanların kurduğu güzel bir köy.
Fakaca'ya ait ilk bilgilerin kayıt tarihi 1700 yılları öncesine ait. Tüm yöre de olduğu gibi
Fakaca köyü Ehl-i örf guruplarının zulmüne uğramış.Çok zor günler geçirmiş.
Fakaca  köuüne ait diğer bilgiler 1844 yılı sonrasına ait. O yıllarda Fakaca'da  18 ad hane
bulunuyormuş.Yaklaşık 120 kişi yaşıyor olmalı.Bu Ailelerin geçimi tarıma dayalı.
Toplam 601 dönüm yer ekilip-biçiliyordu. Köyün gelirinin % 90'ı tahıl üretiminden, % 9 kadarı
hayvancılıktan elde ediliyordu.****** Devamı var..



************************************************************************************************************
YENİCEARMUTCUK  KÖYÜ

**Yenicearmutcuk   köyü
 Yenicearmutcuk köyünün tarihçesi
Yenicearmutcuk'lular nereden geldi,
Yenicearmutcuk köyünün kuruluş tarihi
Kütahya /Çavdarhisar bölgesinin en yüksek dağı *Murat Dağı 1320m*  nın Kuzey yönünde
kurulu Yenicearmutcuk ,
Çavdarhisar ilçesinin en büyük köyüdür Yenicearmutcuk, (602 kiş-151 hane) .Barak oğullarının yakın akrabası ,olduklar ve İtil Irmağının kuzey kısmı ana yurtları olduğu sanılmaktadır. Barağı köyü ile pek benzerliği vardır.Kadın giysileri ve Düğün usulleri benzeşiktir.İnsanı Barakların
cesur ve babayiğit özelliklerine haizdir.K.Keser Ahmet namında cesur bir Yenicearmutcuk'lunun  ormanda
bir kavgada 8-10 kişiye karşı duruşu hep anlatılır. Köy halkının MS  1260 yl. buraya  yerleştikleri anlaşılıyor.
Zaten çevre köylerin tamamı-Afşar hariç-aynı tarihlerde konuşlanmışlar. Tahıl üretimi, ziraat ,daha çok hayvancılık 1200 yıl  tek düze bir yaşam tüm yörenin hayat tarzı olagelmiştir.Yenicearmutcuk 1205m.rakımla
ilçenin en yüksekteki köyü.Geniş ve verimli orman alanına sahip.1509 rakımlı Tava dağlarının en verimli
orman alanı**Teke Deresi** köyün sınırında..Okulu halen hizmet veren bir-kaç köden biri de Yenice armutcuk. Bu şirin köyümüz İlkleri olan bir önemli köyümüz.-
Yenicearmutcuk  , kayıtlı ilk bilgiler  Rumi 1259-1264  yıllarına aittir Oyıllarda Yenicearmutcuk'ta 40 hane
vardı.Toplam arazi 1580 dönüm olup hane başına , 1580/39 =40.5 dönüm tarla düşmektedir.Önemli bir
ölçüde ziraat alanı yanında hayvancılık bakımında zenginlik olduğu görülüyor.
Yenicearmutcuk'ta 96 ad koşum hayvanı.143 ad b.baş, 842 ad k.baş ,topl  1082 ad hayvan varlığı
kayda girmiş.ancak k.baş hayvan sayısının çok daha fazla olması muhtemeldir.Burada yaşayan 1ad hane
topraksız gözüküyor.O aile bireyleri başkasının işinde çalışıyor olmalı.****

İlcikören
İlcikviran

VİRAN -  ( İlcikviran) Osmanlıya çeğiz verildi (1381)

VİRAN    Bu köyümüzün eski adı Viran.Bilinen en eski tarihlerdeki  ( Rumi 1260 lı yıllar) verilere
göre Viran'da 23 hane ikamet ediyordu.Bunlardan 4 hanenin hiç toprağı yoktu.19 hanenin toplam
825 dönüm tarlası olduğu,ve hane başına ortalama  41 dönüm tarlaya sahiptiler.
Viran halkının örf ve adetleri,giyinme biçimi ve giysi isimleri Barağı köyüne benzemektedir.
Oğuz soyu Türkmen aşiretlerine mensup oldukları ifade edilmektedir.

Köy çeşmesi, hoştur içmesi/Erkek çocuk isteyen ,/Viran'a gelmeli/Kana, kana soğuksuyun içmeli.....

Antik çağda şifa verdiğine inanılan bu bölge sularının toprak kaplarla taşınarak şifa niyetine içildiği
rivayet edilmektedir.Erkek çocuk isteyen kadınların  bu sulardan içtikleri ve sıcak tuğlaları bu su ile ısıtarak
göbek bögesine ısı tuttukları bilinmektedir.Bakınız **Aizanoi kızları**

Viran çeşmesi























Burada tekrar geriye 1300 lere gidelim .Çavdarhisar adının Çavdar tatarları ve tapınak düzlüğünnün hisara dönüştürülmesi neticesi ortaya çıktığını ifade etmiştik.Ancak Çavdaroğlu Pia Ahmet sülalesi ve soyadı
konusunda Ünlü seyyah (Aslen Kütahyalı olan) Evliya çelebi ,Çavdarı bol olan ,çok çavdar yetiştirilen
yöreden dolayı Çavdaroğlu denilmeleri ve de aslen çavdarhisar kökenli olduklarını ifa etmektedir.bu
bilgiler ışığında bakarsak Çavdar, artı hisar Çavdarhisar olmuş denilebilir.En belirgin olan ise Çavdarhisar
ve çevre köylerin  Asya kökenli Türk boylarına mensup olmalarıdır.
 Çavdarhisar'a yakın birçok  köyün ismi Asya bağlantısını açıkça anlatıyor.Kızık,Afşar,Dulkadir, baraği
Kayı ve Bayat köyleri örnek olarak gösterilebilir.Bu bölgede Türk hakimiyetinin kısa sürede ve tüm çevrede
kurulduğu anlaşılıyor.Başka bölgelerde eski yerleşiklerin köyleri hala var.Bazı eski yerleşik köy isimleri değişmiş ,Çavdarhisar bölgesinde Eski yerleşiklere ait yer yok( Aizanoi hariç) Dönme yok.Olanlar terk
edip gitmişler.Buraların kısa sürede Türk haimiyetine girmesini Çavdaroğullarının savaşcı,birliklerinin
sağlamış olduğunu anlıyoruz.Çavdar-Hisarında  kurulan ÜS'te çevre köylerde yaşayanların mensupları da
tabii ki bulunuyor olmalı.önemli sayıdaki kuvvet başka türlü nasıl toplanabilir.Normal zamanlarda Köyünde
kendi iş ve hayvanları ile meşgul olan genç erler gerektiğinde, çağrı aldığında At ile 15-40 dk mesafedeki
 ÜS merkezine (Çavdarhisar) katılıyorlarmış.Çavdaroğulları,Çavdarlar olarak yukarıda bahsi geçen tüm
işler çevre köylerle birlikte yapılmıştır.*
Ankara savaşı 1402 sonunda Germiyanların eniştesi-damadı Beyazt,Timur'a esir olmuş.Yerine oğlu
1.mehmet (çelbi) geçiyor.Yani Germiyan kızı Devlet HATUN'un oğlu Padişah oluyor.Bu önemli bir durum.
Bundan sonraki tüm Padişahlar Devlet Hatun soyu olmak durumundadır.Neticede Devlt Hatun'un oğlu
1. Mehmet Padişah oluyor. 2.Murat'ın B.Annesi. Fatih'in B.Nenesi ,Kanuni ve soraki Padişahlarin B. nenesidir.
Bu akrabalık Kütahya için çok faydalı olmuş.Kültürel,siyasi sosyal ve ekonomik getirisi olmuş.
Çesitli nedenlerle Çok sayıda Kütahya'lı İstanbul-Payitahta gitmiş,gidebilmiş!.Devletin üst makam-
larına kadar yükselmiş.Önemli Eğitim kurumlarında hoca-öğrenci olmuşlar.Ticari işlerde bulunma imkanı
 bulmuşlar. Konumuz Çavdarhisar .Kütahya'nın bir köyü .Bu durumdan tabii ki Çavdarhisar'da yararlanmış.
 Bu yararlanmanın bilebildiğimiz kadar Eğitim buyutunu anlatalım.Çavdarlar(Çavdaroğulları) 1300 lerde
bile Okur-Yazarı olan insanlar.Hisar mermer duvarlarına resim ve yazı yazmışlar.Bu gün bile izleri Tapınak
duvarlarında duruyor. Bu insanlar tabii ki bilgiye ,eğitime önem veriyorlardı.Günümüze ulaşan bazı ünvan-
lar,bu konudaki görüşümüzü pekiştiriyor.Çavdarhisar'da günümüzde bile Mollalar, molla Ahmetler,hacı
mollalar ,Hacı kadılar ,Kadılar,Kadıoğulları ,Kadı Aliler gibi ve hacıfakılar,kara fakılar,Hafız oğulları
BEY'ler ,Boz mollalar gibi zamanına göre eğitimli Ailelerin bulunduğu görülmektedir.
Bu kadar çok eğitimli insanın bulunmasının sebebi,yukarıda anlatıdığı gibi Çavdarhisar'lıların zaten okur-yazar olmaları sonra da Devlet Hatun ve istanbul bağlantısı olarak izah edilebilir.(İstanbul'da bir çok tekke ve dergah'ta,  külliyede  Kütahya'lı ünlü kişilerin  kabirleri var.Gidin yenikapı mevlevi tekkesine kendiniz
görün).    İstanbul"da Kütahyalı Bir Şeyh Âilesi SEYYİD EBUBEKİR DEDE VE AHFÂDI*

   Yenikapı Mevlevîhânesi Post-nişîni Abdülbâkî Dede"nin Târîh-i İrtihâli
İtanbul'da çok sayıda önemli tekke ve benzeri kuruluşların yöneticileri Kütahya'lı idi
Hiç.1150.    miladi 1746 da istabbul'a gelmişler.yenikapı mevlevihanesine ve diğer
yerlerde görev yapmışlar.

***Çavdarhisar'ın( Eski Köy)deki  yukarı mahalleden, Aşağı mahalleye  soyadı esas alınarak ailelerin
geçmişi hakkında bilgi verilecek.Aileleri hakkında bilgi gönderenlere itabar edilecek.Tashih istenirse
yapılacaktır.Aynı durum çevre köyle için de yapılacaktır.*****

Çavdarhisar 8 yüz yıllık bir köydür(49 yıllık belde-İlçe) Kaç köy bu denli tarihe iz bırakabilmiştir.
Çavdarhisar yerleşik düzene geçtikten sonraki yıllarda göç vermiş-göç almış bir köydür.Gidenlerde,
Gelenlerde saygın kişiler ailelerdir.Gelenlerden bazıları. İstanbul: Nakipoğulları, Tek memet'in babası
Rıza Bey.İstanbul'da katip-yazıcı, istanbul'lu Kadı sarı Kadı.kütahya'dan Germiyan beyi Hasan Çavuşun
Yeşil ağanın babası.Bursa'dan: bursetler.Ahıskadan ahıskalılar.Gediz'den Hafızoğulları.   .Giden ailelerin
mensupları da Hoca, Molla,ünvanı olan kişilerdir.Çavdarhisar'daki bu göç olgusu kültürel ve sosyal nedenlerle olmuştur.Günümüzdeki ekonomik sebeplerle olan göçle benzerliği yoktur.

Tekrar 1428 li Yıllara dönelim.Germiyan beyi   2.Yakub.Ülkesini Osmanlıya bırakınca tabii ki Çavdar-
hisar'da Osmanlı'ya katılmış oldu. Bundan sonra da Osmanlı Devleti-İmparatorluğu emrinde savaşlarda
ön saflarda yer aldıkları bu gün bile hatırlanan gazi ve şehitlerimizin çok oluşundan anlaşılmaktadır.
halen o günleri hatırlayan( 1900 lü yıllar) Balkan savaşı,Çanakkale savaşına katılan ki katılmayan kalmamış
tüm gençler katılmış şehit olanların dışındakiler gazi olarak dönebilmişler.Nişanlısını şehit vermiş bir çok genç kızın *Çanakkale Türküsünü* hüzün ve özlemle söylediğini  sonraki yıllarda dinlemişimdir.Hacır Nene bunlardan biri.Nişanlısına Çanakkaleye yolcu ederken Saçlarından kestiği bir-kaç teli nişanlısının yağlığının(mendil) arasına koymuş. Hüzün veren bir durum....İşgal Yılları. 1919 larda Çavdarhisar
Düşmana karşı Yunuslar kasabası yakınlarında cephede  görev yapmışlar.Yunan birliğini, Köye
-Çavdarhisar'a sokmamışlar.Çok sayıda isimsiz kahraman canını ortaya koymuştur.Yörede bu
kahramanlara 'EFE, ünvanı verilir.En ünlü Efemiz Yağdığın'lı    HALİL EFE'dir. ..yeri geldiğinde
daha detaylı olarak anlatılacaktır.

Uzun yıllar (1500-1800) O haraketli insanların torunları  tarım ve hayvancılıkla yaşamlarını sürdürmüşler.
Bu dönemlere ait fazlaca bilgi yok .Haraketsiz ,Aktivitenin olmadığı bu dönemlerde yukarıda bahsedildiği gibi
Kütahya ve İstanbula Öğrenci ve Eğitimcilerimiz gitmiştir.Çok sayıda din bilgini hoca yetişmiştir.

İstanbul'dan Çavdarhisar'a ,
Osmanlıya Matbaanın geç gelmesi olayı ile bağlantılı olduğu ifade edilen bazı ailelerin Çavdarhisar'a geldiği
ve temelli yerleştiklerini biliyoruz.Yukarıda Adlarını verdiğimiz bu aile mensupları hepsi kültürlü insanlardı.
Bu yeni Çavdarhisar'lılar. Çavdarhisar adının ön plana çıkmasını sağlıyor.Devletin ,tekrar yakınen bildiği yer
haline geliyor.Ve Köyden -Kadılığa yol alınıyor.Şose,Kütahya-Uşak şosesi otomobil geçmese de 1900
yıllarında yapılmış olmalı.Bu yolun yapılmış olması Çavdarhisar'ın bugünkü durumuna ulaşmasında büyük
katkı sağlamıştır.Yolun  (Şose)  1924 yıllarında esaslı bir onarımı yapılmış. Bu esnada  yolun Çavdarhisar'ın uzağına alınmasını  isteyenler olmuşsa da yolun yapımını
gerçekleştiren kontrol mühendisi veya müteahhit TECELLİ  bey . bunun iyi bir hizmet olduğunu anlat-
mış olmalı ki yol mevcut yerinde kalmış.(Yolun uzaktan geçmesini isteme nedeni şu: Yunan işgal güçleri
bu yolu kullanarak gelmişler ve omartepe denilen yerde kamyonlarını park etmişler.Ağır top ve makineli
ile Taşlıyol(değirmen yolu) ve Örentepe de mevzilenen  Çavdarhisar savunma  güçlerimmize ateş etmişler
kuvvetli çarpışma olmuş . bu nedenlerde yolun uzağa alınması fikri oluşmuş )  ve yapılan o şose Köyden İLÇE ye uzanan bir yol olmuş.Rahmet dileyelim Tecelli beye.
Çavdarhisar
PAZARIN  KURULUŞU
Çavdarhisar Pazarı
**Çavdarhisarda pazar kurulması kabul edilmiş Yıl:  ( 1326)  Miladi  1910 yılı
Çavdarhisar pazarının kuruluş tarihi :1910.
NAHİYELİK
Çavdarhisar nahiyesi  kuruldu mu?
**Çavdarhisar kariyesi    ileri gelenleri bir istida yazarak Nahiyelik talebinde bulunmuşlar.Muhtarlık,
Eşraf ve Din önderlerinin  istidası :DH.MUİ. 69-1 55   Yıl 1328 Şabanın 17 si. miladi.(1912)
Bu istidanın bazı engelleme çalışmalarına karşın , kabul edildiği, ancak savaş ve iç karışıklıklardan dolayı
 mı ? yoksa rakiplerin etkisinden mi bilinmez gerçekleşemediği de  bir vakıa.
Ancak ,Kuruluş yerinin önemi ve uygunluğu ve halkın gayreti ile çok sonraki yıllarda da olsa  Çavdarhisar
hak ettiği gelişimi elde etmiş  ve  önce,
Çavdarhisar Belediyesi kuruldu,ve daha sonra
Çavdarhisar ilçesi kuruldu,
 Çavdarhisar  Belediyesi  kuruluş tarihi  1967.
Çavdarhisar ilçesi  kuruluş tarihi  :( 9 mayıs 1990 . 3644 sy kanun.)
Çavdarhisar'ı ileriye taşımada  Çavdarhisar Belediyesi ve Çavdarhisar Kaymakamlığının çok
büyük katkıları olduğu görülmektedir.
Çavdarhisar'ın İlçe olması düşüncesi 1950 yıllarında oluşmuş ilgili yerler nezdinde girişimler
yapılmış lakin netice alınamamıştı.
Çavdarhisar'ın İlçe olmasında başkan,
Çavdarhisar belediye başkanı(1989-99)
Sn Mustafa Ertaş'ın gayretli çalışmaları
etkili olmuştur.

Eski Çavdarhisar
Resimde Görülen binalar Çavdarhisar'rın
en önemli mekanları.Burası antik pazar ve borsa
alanının tam üzeri.arka tarafta Pankales ırmağı.

Bu ahşap yapılar 1900 lü
yıllarda Çavdarhisar'ın kalbinin attığı yerler.***********************
Bu dükkanların arka tarafında Bedir çayı
Dükkanların karşısındaki boşluk Pazar
yeri  idi.
İlk bakkal,ilk kahvehane, ilk modern terzi,
ilk dişçi,ilk berber ve ilk pazar bu alanda
kurulmuş .Cami,Okul ve Karakol binaları
bu alanda hizmete girmiş.
İlk Radyo burada dinlenmiş.
İlk lüks lambası buradan ışık saçmış.

Eski Çavdarhisar
Aşağı mahalle (Cereller) çarşısı**********************





















Çavdarhisar barajı





















Yeni  ÇAVDARHİSAR
















Çavdarhisar'ilçe olmayı beklerken ,Aslanapa'nın ilçe yapılmıştı
Aşlanapa İlçesi 1987 yılında kuruldu. Bu Çavdarhisar'ın ümitlerini arttırdı ve üç sene sonra
Çavdarhisar İlçesi-Çavdarhisar kaza  merkezi oldu.

Çavdarhisar Belediyesi        .1967-2012 yıllarına ait faaliyetler
Çavdarhisar Kaymakamlığı  .1990-2012 -Faaliyetleri ayrıca değerlendirilecek.


















Çavdarhisar İlçe
 merkezinden güzel bir görünüm.


***Çavdarhisar gazetesi ,
** Çavdarhisar  Haber ** Adıyla günlük haber
sitesi yakında devreye girecektir.

AFŞAR KÖYÜ *******
Afşarlar kimdir.
Afşar'ın kuruluş tarihi
Tekrar 1200-300 yılara dönelim
. AFŞAR(Avşar) Köyü .
Germiyan oğullarını en yakın akrabası Afşarlardır.Yeleşim tarihi muhtemelen 1242 yılı sonrasıdır.
Yakup bey ,Moğolların öldürdüğü  Kerimüddün Alişir'in oğludur.1. Yakup bu tarihten önce doğmuş
 olmalı.Bu obalar kitleler halinde Kütahya bölgesine gönderilmiş.Anlaşılıyor ki 1. Yakup bey henüz
çocukmuş.Germiyan ve Afşar obaları tüm çevreye dağılmış ,Bahse konu Tüm afşar yerleşimlerini kapsıyor.
Yabup Beyin ailesinin önce Afşar köyüne yerleştiği 1.Yakup bey ve ailesinin daha sonra Kütahya'ya
gelmiş olabileceği,(Yakup beyin doğum yeri ve tarihi hakkında sağlam bilgi yok) Rivayet edilmekle
 Birlikte kesin olan Kütatahya^ya 30 km deki Afşar köyü ile 1.Yakup isminin birlikte geçiyor olmasıdır.
Babasız kalan yakup 'un Çocukluğu acaba Afşar Köyünde mi geçti ?
Moğollar tarafından öldürüle Kerimüddün Alişir ( 1.Yakup'un babası) Sulçuklu beylerinden biri. Bu nedenle olsa gerek 1.YAKUP da  Anadolu Selçuklu Devletin de Bey  yapılmış.  ve daha sonra Bağımsız
Germiyan beyliğini kuruyor (1300).***Detaylı araştırma devam ediyor.***Bilgi ve belge gönderilirse burada yar alacaktır...
      Afşarlar Oğuzların Bozuk koluna mensupturlar.Adını,Yıldız Han'ın oğlu Afşar'dan aldığı bilinmektedir.
Kıpçak çölü bölgesinden Anadolu'ya gelmişlerdir. Selçuklular zamanında Kütahya bölgesine çok sayı
da Afşar obaları yerleştirilmiştir.İsimleri değişik olsa da çevre köylerde de Afşar boyları vardır.Yakın
çevrede Bayat,Kızık,Eymir, Alayunt gibi isimli yerleşim alanları vardır ki buralarda Oğuz boyunun muhtelif kollarından olup,akraba sayılırlar. Bütün bu obaların öncülleri Baraklar dır.Muhtemeldir ki Gökağaç,Çam-
köy ,Susuzkaya  köyleri de Afşar obalarına mensupturlar.Batıya yürüyüş ve yerleşim düzeni yakın akraba-
lık esasına göre olmuş.Bu nedenle komşu ve çok yakın köyler kardeşlerin köyleri. Obaların kökeni bir
Hepsi Türk olduğu için ,Oba ayırımı yapılmamış kız alıp-vermeler olduğundan öteki boylarla yeni akraba-
lıklar oluşmuş ,zaten obalar 20-30 nüfuslu.Başka obadan evlilik zorunlu bir durum. Afşarların en yaşlı veya
saygın oba liderinin konuşlandığı yere Afşar denilmiş ,,Afşar köyü adını almış.Diğer afşar obası 1500 metre
ileride bir yere konuşlanmış .Oraya Afşar 2  mi desin?.hayır.. Onlarda Gökağaç demişler. Neticede
kökü bir insanlar şu veye bu obaya mensup olarak ad la anılsalar da biri birinden farkı olmayan
insanlar Çavdarhisar ve çevresinde konuşlanmışlar yüzlerce yıl kardeş olarak yaşamışlar ve yaşama-
ya da devam etmektedirler.
       Bu kardeşliğin temelleri ** AL  Dede ** olarak anılan ulu bir zatın sayesinde
pekişmiş.Hem sohbet erbabı , hem adabınca hareket eden ve etrafına iyi örnek olan bu zat Kütahya ile ilişkili,
İlk mescidin onun zamanında açıldığı rivayet edilmektedir. Bu zat dini bilgilere de vakıf .Kötülüklere def-etme
yetisine sahipmiş .
       Def-i bela , Beladan kurtulmak,  للتخلص من المتاعب
Eski yıllarda bazı zorba görevlilerin köylere musallat olduğu durumlarda Al dede
Belanın def-i  için Kayalık bir tepeden Çavdarhisar Ovasına yüzünü döner def-i bela duası edermiş.
Afşar'da Bayramlaşma  geleneğinin ritüeli onun zamanında şekillenmiş.Sohbet ** ODASI*  geleneği
onunla gelişmiş.Afşarların geleneği cevre yerleşimlere örnek olmuş. Al dede yakarı için kayalık yere
geldiği sırada Hakkın Rahmetine kavuşmuş.Vasiyetinde zaten kayılık yamacına defnedilmesini istemiş.
Mezar yerinin kaybolmaması için bir çam ağacının kafi olacağını beyanında bulunduğu ifade edilmektedir.
    (Afşar'a cami ve Al dede mezarına ziyaret için gelmek arzusundayım)

       Afşar'da önemli günler Bayramlar ve diğer günler ve asker
uğurlama da geçmiş yıllardaki gibi aynı çoşku,heyecan ve
adabıyla üst düzey törenler yapılır.Afşar'ın manevi koruyucusu
AL DEDE kabri ziyaret edilir,dualar okunur.Tüm yöremizde
olduğu gibi Afşar'da Askere gitmek onur ve şeref meselesidir.
Her genç Bayram havasında Askere gider.








     Ekonomik ve sosyal yönü lie AFŞAR

    **Afşar karyesinde ilk mescitin açılışı ..1185 R 04  yılında  (1869) yapılmış
Henüz camisi bulunmayan diğer bazı köylerimiz gibi Afşar köyü  de,
Cuma için Çavdarhisar'a gidiliyormuş.
 Afşar için yazılı belgelerden bazı ekonomik bilgilere ulaştık. 1840-50 yıllarında  Afşar köyünden hane
başın 183 kuruş vergi alındığını ,Ortalama hane başına Bürüt 991  kuruş gelir elde edildiği kaydedilmiş.
Tahıl zengini bir Köy olduğunu söylemek gerekir.İyi gelir.Diğer mal varlıkları da kayıtlara  girmiş.
Koşum hayvanı ( Öküz ) 126 ad.   B.baş 144 ad(İnek-dana .camız) K baş 1012 ad. Afşar hayvan
cılık ( Koyun) bakımından da iyi durumda gözüküyor.
 Nüfus bilgileri en eski sayımlara ve kayda ( 1844-48 yılları) göre Afşar'da 48 hane olduğu
kayıtlara girmiş. yaklaşık 300-310 kişi sayabiliriz.Kıyaslama ihtiyacı duyanlar için belirtelim
otarihte Hacıkebir 80 hane.Gökağaç 28 , Hacımahmut 44 hane..Afşar,Hacımahmut'tan büyükmüş.
bu sayılar 2010 yılında ise Hacımahmut 387 kişi 180 hane  Afşar 243 kişi 114 hana durumundadır.
Burada Nüfus konusunda hane sayıları artmış,hane başına kişi sayılarında azalma göze çarpıyor.
Bu durum tüm çevre Köylerimiz için de aynı .Genç nüfusun büyük ölçüde göç ettiği gerçeği
anlaşılıyor.Okullar kapanmış ,az sayıdaki öğrenciler taşımalı eğitime dahil edilmiş. Afşarda
30-40 yıl önce hane başın ,5-12 kişi düşüyor olduğunu söyleyebiliriz. Bugün 114 hanenin
bulunduğu Afşar nüfusunun  900-910 kişi olması gerekmektedir.*** Devamı bir sonrakı gün****

Gökağaç köyü
Bu köylerimiz Tava dağının Çavdarhisar ve Çavdarhisar ovasına bakan kısmına adeta yaslanmış bir dizi halinde yerleşmişlerdir.Sıra ile Susuzkaya-Afşar-Gökağaç-Çam köy-Hacımahmut -Yeşildere-yenicearmutcuk..Gökağaç Köyünün kuruluş tarihi çevre köyler gibi 1260 lı yıllardır. Günlük yaşam ve
ekonomik faaliyetler trım ve hayvancılık olarak ifade edilebilir. Osmanlı kayıtlarında 1848 yılında
Gökağaç hane sayısı 25 ad
.Nüfus tahmini 150-175 kişi olmalı. Sanırım 2012 yılında da nüfus 150 kişi kadar .Göçler köylerimizin boşalmasıa neden oldu.genç nüfus hiç yok gibi,




( Afşar gezimizde fotoğraf makinemiz bitti. ftğ çekemedik.)
***************************************************************************************

SUSUZ KAYA.

( Susuz kayı)
( KAYI)



 


köy evleri iki katlı .Üst katlar insan
,alt katlar ise hayvanlar için kullanılmış. Depo
 konumun daki diğer alanlar,Samanlık ( saman ve ot
 depolama yeri) ayrı yapılmış. Yangın önlemi için.
Günümüzde 2012 itibariyle Nüfusu 30-40 kişiye düşen
Bu güzel köyda 20 yıl önce nüfüs 300 kişiden fazla idi.
Eski yıllara ait( 168 yı önce) bilgilerde bile  nüfusun
150 civarında olduğu kaydedilmiş.




Susuzkaya -Susuzkayı
KAYI
İsim değişikliği olan bu köyümüzün esas adı KAYI dır.ilk yerleştiği
 yer ise Kuzey yönünde 2.6 km de.Çakmak köyü yönünde idi
Çeşitli olumsuzluklardan dolayı (,baskın ve saldırı vs ) bugünkü
yere taşınmıştır.Taşınma tarihi 200 yıldan daha önce gerçekleşmiş olmalı.
Resmi kayıtlarda 1844-48 yıllarında adı* Susuzkayı* olarak geçiyor,
Günümüzde ise  * Susuzkaya*  olarak isimlendirilmiş durumda.
Kayı boylarına mensup kişilerin kurduğu köyümüzün temelinin  7 hane
ile başlamış olduğu ifade edilmektedir. Oğuz Türklerinin Bozok koluna
mensup olan Kayı boyları  Anadolu'nun çeşitli yerlerine yerleşmişler ve
Osmanlının  Kuruluşunda büyük katkıları olmuştur.,
Eski Kayı denilen yere 1200 yıllarının ikinci yarısında 7 ad çadır kurularak başlayan sürece
ait ilk resmi ve kayıtlı  bilgiler 1840-50 tarihlerinde başlamış.Devlet arşivlerindeki çeşitli
defterlere işlenen bilgilere göre:Susuzkayı kariyesinin nüfusu,geliri, tarla miktarı ,hayvan
sayısını tespiti . Rumi 1259 -1263 tarihlerinde yapılmıştır. Kesin olarak bilinen bu bilgiler
Susuzkayı hane sayısının  20 ad.olduğunu gösteriyor.





GÖÇ ,Batıya İLERLEME ,
Binlerce km .ilerleme çok zor ve karmaşık bir durum olmalı.Bu yürüyüş düzensiz gelişigüzel ve başsız
olamaz.Bir düzen nizam olmalı.Binlerce Oba biri birinden kopmadan bir düzen içerisinde ilerlemişler
ve uygun düzen içerisinde yerleşim gerçekleşmiş.Sanırım bu düzen ve obalar arası iletişimi Baraklar
yapmışlar.
*******************************************************************************************************************************




KIZIK  Köyü




Kızık köyünün kuruluş tarihi
Kızık boyu nereden geldiler
Kızık köyü : Kökleri Hoca Ahmet Yesevi'ye dayanır.
Kızık köyünün ataları Orta Asya bölgesinde Hazar'ın doğusunda yaşamakta idiler.
Kızık köyünün ismi köy halkının soyundan gelmektedir.Kızık'lar Bozok boyuna mensupturlar.Yıldızhan
boyun  lideridir. Çevre köylerle aynı tarihlerde yerleşmişlerdir.(ms 1260) tabi Kızıkların esas mensubiyetleri Oğuz 'dur. Akraba çevre  obalar  (Kara keçili) gibi  Keçi ve diğer hayvanlar geçim kaynağı olmuştur. halen az tarım daha çok hayvancılık yapılır durumdadır.Çavdarhisar ilçesinin ikici büyük köyüdür.  190 hane  de
411 kişi yaşamaktadır.Koca Dağ (Rk 1803 mt) eteğinde kurulu köyün rakımı  1124 mt dir..
Faal durumda İlköğretim okulu vardır.Ağarı çayı kıyısına kuruludur. Su kaynakları çoktur.
Geçmişinden kopmayan bin senelik düğün kültürünü muhafaza eden Kızık örnek bir yerdir.

Kızık'ta Köy düğünü konulu filmi You Tube den erişebilirsiniz

Kızık'ta İmalatı yal-pılan
tarım araçları



kızık köyü










Koca dağ,***************************************************************



Kızık dağı.
Ağarı çayına kaynaklık eden
Sulu tarım için su depolayan
doğal baraj.


Koca dağ Gürgenli deresi mevkisinede zengin ormanlık alanlara 2.4 km yakınlıktadır.Kızık köyünde
Antik sayılması gereken bir mağa vardır.Aizanoi şehir devletinin de kullandığı bu mağaraya henüz
girmek mümkün olmamıştır.Alman Arkeoloji uzmanları bile mağara ile ilgilenmişler.Alman uzmanlar
1926 yıllarında Aizanoi'de kazı çalışması yapmışlardır.Bu sırada bazı uzmanlar at arabası ile Kızık
köyüne gelmişler ve Koca dağ yamacında bulunan mağarayı sormuşlar.Çit ustaları - saman taşıma aracı yapımı için fındık ağacı sürgünlerini kesmek için dağın yamaçlarını iyi bilen kişilerle -kara keçi çobanlarının
yardımı ile mağara bulunmuş ancak içeriye giremedikleri  ifade ediliyor olsa da kesin bir bilgi yoktur.Esasen
Ecnebilerin bölgeye ilgisi 1824 yıllarında başlamıştır.Kızık köyü araştırılması gereken önemli bir yer.
Kızık köyüne komşu ve geçmişte akraba obalar olan Abaş ve Düşecek köyleri de Kızık obası özellikleri
bulunan köylerdir.Bu köylerimiz Çavdarhisar hinterlant  alanında olsa da Emet ilçesine bağlıdır. Bu akraba
köylerimizde düğün-bayram geleneği benzerlik taşır.Kara keçi ve hayvancılık esas geçim kaynağıdır.
Kızık köyüne ait ilk vesikaya dayalı bilgiler 1844 yıllarından başlamaktadır.
Kızık köyü geçimini tarım.hayvancılık ve orman ürünlerinden sağlayan bir yer 1844 yılı verilerine
göre  Kızık'ta 38 hane kayıtlı. bunlarda 24 hane toprak sahibi.14 ailenin tarlası-toprağı yok.
Halkın %70 i tarım,% 6 ticaret,%18 i  ırgat. Hayvan varlıkları ise: Koşum hayv,  47 ad,B.baş 126 ad
k..baş 50 ad olarak gözükmekte ise de doğruluğu tartışılır.Kızık köyünün ortalama Aile başına vergiye
esas geliri   586 kuruş,Vergiden sonraki net gelir toplamı aile başına 432 kuruş.

******************************************************************************


VİRANCIK KAZASI
Örencik  ( İspinoz-Virancık)

Örencik,Çavdarhisar'ın hinderlandı içerisinde bulunan ancak Emet ilçesine bağlı önemli bir beldedir.
Çevrede bulunan Hacıkebir beldesinden sonra 2. büyük beldedir. Uzun yıllar Kadılık ve Nahiye merkezi konumunda olan Örencik hızla gerilemiş ve günümüzde nüfusu 780 kişiye düşmüştür. Bu nüfus azalması Çavdarhisar ve tüm cevre köylerde de devam etmektedir.
Örencik çevrenin en modern ve gelişmiş yeri özelliğini  1980 yıllara kadar sürdürmeyi başarmıştır.*




 Örencik- (Eski nahiye)














ÖRENCİK ..Sazanos-İspinaz -Virancı- Örencik.
 Eski nahiye ÖRENCİK Beldesinin kuruluş tarihi 1300 yılları öncesine dayanıyor.
O devirdeki adı Sazanos nahiyesi idi. 1381 yılında Eğrigöz (emet) Tavşanlı Simav ve
Sazanos nahiyesine bağlı ,Ağar köyü ile Hisar- Çavdar ( Çavdarhisar) Osmanlıya
 çeyiz olarak verilen yerler arasında zikrediliyor. Nahiyenin adı uzun süre Sazanos
olarak zikrediliyor. İspinoz olarak ta anılsa da :Yaygın ve En çok Virancık nahiyesi
olarak anılmış ve kayıtlara girmiş.
 Virancık KAZASI :yıl 1101 hiçri ( Miladi 1690) Virancı Kazası ve çevresinde ki olumsuz
hadiselerden bahseden kayıtlarda** Virancık kazası**denildiğini görüyoruz.Buradan anlaşı-
lan odur ki 1690 yıllarında nahiyenin ismi Virancık olarak anılıyormuş. 
 Virancık' ın (Sazanos) Kuruluş tarihi 1400 yılından önce hatta 1381 den önceye dayanıyor.

****Kuruluşu sağladığı ileri sürülen kişiler  : Çavuşoğlu Hasan-Konya Süleyman  Oğullarından ,
Horozoğlu Hasan  adanda iki çoban Örencik'e geliyorlar .,yerleşiyorlar ve örencik 'i kuruyorlar ?
Hangi tarihte 1485.***Osmanlı kayıtlarına göre 1381 yılında Sazanos ( Virancık Nahiyesi ) Zaten
 kurulmuş gözüküyor. .İki çoban hikayesi iyi araştırılmalı.** Ben araştırıyorum **

*******
Örencik Nahiyemiz Yörenin merkezi olmuş bir yer .Örencik ile ilgili yazılacak çok bilgi olmalı .sağlıklı bilgiler elde edildikçe yazılacaktır..
*********

devamı var
Zaman , Mekan ve diğer konularda çelişki bir yanlışlık olmaması için çok dikkat gerekiyor.O yüzden
hızlıca yeni bilgiler veremiyorum.




Anlatılacak konu çok.konu konuyu açıyor yakın döneme gelemiyorum. Yakın dönemi yazmak çok zaman
alacak .
 Devamı yarın
Duyuru : Çavdarhisar ve Köylerine ait resimler kısa süre sonra verilecek.köylerin dünü-bugünü
yazılacaktır. Çavdarhisar'a bağlı olmayan  diğer Cevre belde ve bazı köyler de bu sitede yer alacak
 Bunlar  : Yunuslar,Örencik,Cebrail,Yağmurlar ,Polat ,Esadlar  Köyü. ve öteki yerler.





Çavdarhisar kökenli olduğu bilinen Pir Ahmet Çavdaroğlu ve torunu Sunullah GAYBİ (Şair,yazar ,düşünür)bir çok eseri vardır. HÜDA RABBİM Risalesi en ünlü eserlerindendir. Kabri Kütahya merkezdedir. Büyük dedesi PİR AHMET Hz Türbesi ise Porsuk barajı-nehri kenarında Kütahya İstanbul Yolunun 40 .km de SOFCA Köyü yakınında olup.SOFCA KÖY halkının gayretleri ile en güzel şekilde bakımı ve muhafazası sağlanmaktadır.Buraya Avrupadan ve yurdumuzun birçok yöresinden ziyaratçiler gelmektedir.

***** Aizanoi  kızları***  Lutfen giriniz


Bu site Çavdarhisar ve köylerinin dünü-bu günü ve diğer konularla ilgili bilgilere yer verecektir.
Kısa zaman sonra Çavdarhisar merkez ve bazı köylerinde araştırmalar yapılacak fotoğraflar çekilecektir .

***ZİYARET YAPILDI.... Fotoğraflar çekildi..yayıma verilecek....


  ** Çavdarhisar ve Köylerine ait bilgi ve belge gönderilirse yayımlanacaktır.******


   *** halozcan@hotmail.com***










Hiç yorum yok:

yakın dönem çavdarhisar

 1940 -1960 yılları  !940 !945 arası Çavdarhisar'dan  kütahya -Emet -Gediz ve Tavşanlı'ya   ulaşım.At arabası,Kağnı At.Eşek ve yaya....